ÇOCUKLARA NASIL DAVRANILMALI

ÇOCUKLARA NASIL DAVRANILMALI

 Çocuklarına güzel bir eğitim vermek, onları hayata hazırlamak her anne babanın temel hedeflerinden biridir. Devam eden hayat içerisinde çocukların iyi özellikler kazanması, bazı yönlendirmelerle mümkündür. Anne babanın her davranışının, yorumunun, olaylar karşısındaki tavrının ve tepkisinin çocuk üzerinde bir etkisi vardır. Anne-baba-çocuk etkileşimi devam eden çok önemli bir süreçtir. Ve bu etkileşimin kalitesi, neredeyse çocuğun bütün hayatını etkiler.

 6 aylık bir çocuk bile iyi bir şey yaptığında anne babanın göz teması ile onu desteklemesini ister veya kaşlarını çatarak istenmedik bir davranışın ifade edilmesini algılayabilir. Aslında günlük hayat içerisinde anne babalar farkında olmadan da çocuklarını ödüllendirmekte veya cezalandırmaktadırlar.

 Bazı durumlarda ise çocuklar hatalı bir şey yaptığı ve en önemlisi bunu tekrarladığı zaman, anne babalarının tepkisiz kalması, o yanlışın devam etmesine sebep olmaktadır. Zamanında müdahale edilmeyen hata, devam edecek veya sekil değiştirebilecektir.

 Bazen de anne babanın yersiz ve aşırı tepki göstermesi veya çocuğu tutarsız bir şekilde cezalandırması, ondaki sıkıntıyı artırmakta ve yeni davranış sorunlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Ayrıca devamlı kontrol edilmeye çalışılan ve bu kontrol havası içerisinde gerginliğe itilen çocuklarda da psikolojik sorunlar ortaya çıkabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. O nedenle bebekken dahi, anne babanın çocuğa uyguladığı cezalandırma sekli önemlidir. Bu uygulama çocuğun kişiliğinde ve sosyal gelişiminde ciddî tesirler bırakır. O nedenle bizi endişelendiren önemli noktalardan birisi de bu konuda anne babaların bilinçsiz bir şekilde uygulamalarda bulunmasıdır. Genelde çocukların yaşları ve yaptıkları hataların büyüklüğüne göre cezalandırılmaları uygun olmak ile birlikte genel yaklaşımları; cezalandırmanın aşamalarını ve özelliklerini aktaracağız.

 Cezalandırmanın aşamaları ve özellikleri nasıl olmalıdır?

 Çocukların ilk yaptığı hata eğer çok büyük sonuç doğurmayacak şekilde ise uyarı şeklinde (bu da bir cezalandırmadır) müdahalede bulunmak gerekir. Bu, yeri geldiğinde anlık bir kaş çatılması şeklinde de olabilir. Bu, çocuğa mesaj olarak yaptığı davranışın onaylanmadığı tepkisinin iletilmesidir.

 Yapılan hatanın şiddeti artmış veya sık sık tekrarlanıyorsa çocuk ile yaşına uygun bir şekilde konuşulmalıdır. Bu durumun hatalı olduğu ve doğrusunun ne olduğu, davranışın tekrarı hâlinde zararının neler olacağı çocuğa anlatılmalıdır. Bu davranışın yanlışlığının tarafınızdan istenmediğinin belirtilmesidir.

 Yapılan hatanın devamı durumunda, hatanın büyüklüğü ne olursa olsun, anne baba tekrar çocuğu ile sevgiye dayalı ve ılımlı bir ortam oluşturmalıdır. Çocukla aşırı tepkiden ve yargılamadan kaçınarak konuşulmalı; ona, bu davranışın tekrarı hâlinde ne türlü cezalar alabileceği söylenmelidir. Burada da çocuğun yaşı anne babanın bu durumu onunla konuşma tarzı ve üslûbu da önemlidir. Kesinlikle durum mücadele ve tartışma ortamına dönüştürülmemelidir. Çünkü bu ortam iki tarafa da zarar verecektir, ilerleyen dönemlerdeki ilişkiyi zedeleyecektir.

 Konuşma ve cezalandırılma ikazlarına rağmen devam eden yanlışlarda, anne babanın ısrarla bahsettiği cezayı uygulaması gerekir. Burada hemen şunu belirtelim; anne babalar kesinlikle yapamayacağı cezalandırma yöntemini çocuğa söylememelidir. Ancak cezalandırmayı yapmak istemedikleri veya yapamadıkları zaman da hafifletici sebepler ile, bir karşılık sonucunda, affetmelidirler (Örneğin; Ceza olarak dışarı parka götürülmeyecek çocuğa: "Odanı toparlarsan senin cezanı affedebilirim." demek gibi).

 Cezalandırmanın şekli ise burada önem kazanmaktadır. Bizim önerdiğimiz cezalandırma yöntemi, çocuğun sevdiği şeylerden mahrum edilmesi veya ayrıcalıklarının kaldırılması (TV izleme, bilgisayar oynama, arkadaşları ile bir aktivite vb.) şeklindedir. Fiziksel cezaların çocuklara uygulanması ise son derece sakıncalıdır. Fiziksel cezalar, çocukların anne baba ile ilişkisini zedelemekte ve ortamı daha gergin hâle getirmektedir. Diğer cezalandırma yöntemleri; erken yatma, odasında yalnız olarak iki - üç dakika bekletme yöntemleri olabilir. Cezalandırma, çocukların gururu incitilmeden ve özgüvenleri zedelenmeden uygun bir dil ile yapılmalıdır.

 Aldığınız bütün önlemlere rağmen, önüne geçilemeyen sıkıntılar için, anne babaların bir uzmana başvurmayı ihmal etmemeleri gerekir. Çünkü bu durumlarda çocuklarda davranış bozuklukları, karşı gelme, uyum güçlükleri görülebilir.

 Bu arada yersiz ve abartılı cezalandırmaya bir örnek verelim: "Tuğçe yedi yaşında bir çocuktur; ilkokul birinci sınıfa gitmektedir. Bir gün okul dönüşü okulda defterini unuttuğunun farkına varır. Bunu anne babasına söylediğinde çok abartılı bir tepki görür. Anne babası, o akşam Tuğçe"ye televizyon izleme konusunda sınırlama getirirler. Tuğçe bu cezadan oldukça etkilenir. İlerleyen süreç içerisinde başka bir gün Tuğçe, yine ödev defterini okulda unutur; bu durumu anne ve babasına söyleyemez. Halbuki ödevlerini bir arkadaşına telefon açarak öğrenebilecekken, daha önceki abartılı tepkiden dolayı anne baba ile olan iletişimini ve kendini ifade etmesini sınırlar." Bu durum Tuğçe"nin uzun vadede, anne ve babasının abartılı tepkilerinden dolayı, onlarla iletişimini negatif etkileyebilir.

 Bütün bunların yanı sıra ceza kelime olarak çok hoş olmayan bir kavramdır. Keşke bütün anne babalar, çocuklarının davranışlarını cezalandırma ile değil de ödüllendirme ile şekillendirebilseler. Ceza, türü ne olursa olsun, insanın bilinç altında hoş olmayan duyguları çağrıştıran bir kelimedir. Çocukların başında onlara ceza vermek için fırsat kollayan bir savcı konumunda olmaktan çok, onların cezalarını hafifleten bir avukat olmak daha iyi olacaktır.

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık