Transformasyonel liderlik

 Transformasyonel liderlik

 İlk olarak 1978 yılında James McGregor BURNS, politik liderlik konusunda Alman sosyolog Weber’in ekonomik ve ekonomik olmayan otoritenin kaynağından yola çıkarak dönüşümsel ve etkileşimsel liderlik olarak bir ayrıma gitmiştir.
Burns bu çalışmasında liderliği;insanların ekonomik, politik veya buna benzer güç ve değerler kullanarak bağımsız veya karşılıklı oluşturdukları amaçlara ulaşmak için izleyicilerini harekete geçirme olarak tarif etmektedir. Burns’e göre liderin izleyicilerin ortak çıkarlara ulaşmak konusunda bir çabası söz konusu olmadığı çıkarlara ulaşabilmek için pazarlık söz konusu olduğu liderlik tipi  etkileşimsel liderliktir. Eğer liderler sadece liderlik sürecini izleyicilerin amaç ve değerlerini değiştirip sekilendirmek için kullanırlarsa buna da dönüşümsel liderlik denir. Her iki liderlik de insanların faydasına kullanılabilir. Eğer izleyici ve lider arasındaki davranışlar her birinin amaçlarını gerçekleştirmesini sağlıyorsa, etkileşimsel liderlik izleyicileri tatmin edecektir. Etkileşimsel liderin şekle ilişkin değerleri sorumluluk, doğruluk, kararlılıktır. Dönüşümsel lider ise; bunların üzerine adalet, özgürlük ve eşitlik gibi son değerler inşa eder. Dönüşümsel lider izleyicilerini yukarıda sayılan değerleri kullanarak moral ve motivasyon seviyelerini yükseltirler

Etkileşimsel liderlikte lider amaçlarına izleyicilerine istedikleri şeyleri vermekle ulaşabilir. Bu  ilişki karşılıklı bağımlılığı içermektedir. İzleyicileri için liderlerinin isteklerini yerine getirmek çok önemlidir. Bunun yanında liderlerde sık sık izleyicilerinin beklentilerini karşılamak durumundadırlar. Etkileşimsel  liderlik, liderin izleyicilerinin değişen ihtiyaçlarını hangi ölçüde karşılayabildiğine bağlıdır. Bu ihtiyaçlar daha çok maddi olarak tanımlanabilen ihtiyaçlar dır. Örn: maaş artışı statü artısı terfi gibi.

Dönüşümsel  liderlikte ise; ilişki maddi öğelere dayanmaz, kişisel değerlere yönelik, adaleti ve düzeni sağlamak gibi Burns’ün son değerler diye adlandırdığı değer sistemlerini temel alır. Bu değerler alınıp verilemez ve üzerinde pazarlık yapılamaz. Dönüşümsel liderlikte liderler, sahip oldukları kapasite ile izleyicilerini birleştirebilmekte ve onları yeni amaçlara yöneltebilmektedirler.

Burns’un yaptığı çalışma bu ayrımın ötesine gitmemiş ve ortaya anlaşılan teori ve ölçüm getirmemiştir

Bass, ilk defa 1980 yılında başlayan çalışmasıyla Burns’un yeni teorisini ölçülebilir ve anlaşılabilir noktaya taşımıştır. Bass çalışmasında çok faktörlü liderlik anketi hazırlamıştır. Bu anket yardımıyla liderin 360 derecelik resmini çekmek mümkün olmuştur. Anket iki liderlik biçimini değişik kategorilerde açıklamaya yöneliktir. Ankette etkileşimsel liderliğin belirlemecileri, durumsal ödüller, amaçlara göre yönetim olarak belirtilmektedir. Dönüşümsel liderliğin belirlemecileri ise; karizma, (izleyicilerin liderleri; heyecan, vizyon ve görev duygusu gibi duygusal ögeleri harekete geçirebilme konusunda karizmatik özelliklere sahip olarak görmeleri), doktrine etme (liderlerin izleyicilerini büyük beklentiler sunarak ve bunları basit olarak anlatarak gayrete odaklandırabilmeleri), entelektüel yaratıcılık (bu kavramın davranışsal liderlikdekinden farkı, dönüştürücü liderin izleyicilerinin görevle ilgili problemlerini kendinin çözmesini beklemesi), bireyselleştirilmiş düşünce (liderin izleyicilerini öğrenme ve gelişmeleri için yakınlık gösterip cesaretlendirmesi) söz konusudur.

 Bass’ın geliştirdiği çok yönlü liderlik anketi (multıple leadershıp questionnaire)  davranış ölçeği olduğuna göre en önemli dönüştürücü liderlik boyutunun da karizma olduğunu söylemek gerekecektir. Bass’ın bu çalışmasında karizma liderin davranışı olarak ölçülmemiştir. Bu oldukça önemlidir. Çünkü karizma, dönüştürücü liderliğe sebep olmanın ötesinde sonucudur. Bu yüzden sadece karizmatik özelliklere sahip olmanın ötesinde olan dönüştürücü liderliği anlayabilmek için, liderin hem davranışları hem de karakter özellikleri üzerinde durulması gerekmektedir

Transformasyonel liderlik, statükoyu bölüp parçalamak üzere örgütlerde değişikliğe duyulan ihtiyaç nedeniyle önemli olmaktadır. Değişme ihtiyacı, örgütlerin ele alıp uğraşmak zorunda oldukları giderek artan belirsizlik nedeniyle ortaya çıkmaktadır.Örneğin Amerikan şirketlerine karşı giderek artan uluslar arası rekabet meydan okumasında bunun bir örneği açıkça görülmektedir. Başlangıçta A.B.D. şirketleri, esas itibariyle uluslararası firmaların kendi pazarlarında elde ettikleri nüfuzları (Örneğin,otomotiv sanayisi) görmezlikten gelmişler ve sonra da bu duruma uyum sağlamada sorunlar yaşamışlardır. Böylelikle rekabetsel tehditler tüm heybetiyle açığa çıkmış ve özellikle statükonun korunmasında çok daha büyük riskleri ortaya çıkarmıştır. Bunların sonucunda da etkin değişiklikler gerekli olmuş ve onları yaratacak transformasyonel liderlere ihtiyaç duyulmuştur

Transformasyonel liderler astlarına sahip oldukları o anki kendi öz ilgilerini aşarak daha geniş birtakım görevler üzerlerinde odaklanmalarını (güvenlik ve emniyet gibi), asli olmayan düşük seviyeli hedeflerden ziyade (başarmak ve kendini gerçekleştirmek gibi) daha yüksek düzeyli asli hedefler üzerinde yoğunlaşmalarını ve liderin söylediği olağanüstü görevleri başarma hedeflerinden yana güven duygusuna sahip olmalarım ilham ve telkin etmek suretiyle bireyleri, normal beklentilerinin ötesinde işler yapmaya sevk etmektedirler

Bass'a göre Transformasyonel liderlik, liderin onu izleyenler üzerindeki etkisidir. İzleyenler lidere karşı güven, saygı, bağlılık ve hayranlık duymaktadır ve kendilerinden beklenenden daha fazlasını yapma isteğindedirler. transformasyonel liderlik, izleyenlerin kendilerini aşmalarına, liderin de grubu veya örgütün devamını sağlamak için kendi menfaatlerinden fedakarlık etmelerine dayanmaktadır

Bass, Transformasyonel liderlik açısından önde gelen üç faktörün özellikle önemli olduğunu ileri sürmektedir (Bartol, Martin, 1991: 504-505). insanlar karizma, bireyselleşmiş düşünce, idrak ve kavramayla ilgili uyarılmıştır. Bunların içinde en önemli liderlik faktörü olan karizma, liderin inanç, övünç ve güven duygusunu fark etme yeteneği ve izleyicilere ilham olacak bir vizyon duygusunu etkili bir biçimde dile getirebilme yeteneğidir. Tarihte Martin Luther King, Mahatma Gandni, John F. Kenedy ve Franklin D. Rosevelt gibi bir çok bireyin karizmaya sahip oldukları söylenir.

Transformasyonel liderlikle ilgili olan diğer liderlik faktörü, yani bireyselleştirilmiş düşünce her bir izleyicinin yeteneklerinin geliştirilmesine yardımcı olacak projeleri onlara dağıtmayı, her bir izleyenin ihtiyaçlarına kişisel özen ve dikkat göstermeyi ve her bir izleyene karşı saygıya değer birey olarak bakıp davranmayı gerektirmektedir. Bu bireylere karşı empati göstermeyle mümkün olur.

Transformasyonel liderlikle ilgili olan bir diğer liderlik faktörü, yani fikir uyarımcılık izleyicileri, işlerin yapılmasındaki eski usul ve yöntemleri yeniden düşünmeye sevk edecek yeni fikirleri sunmayı, izleyicilerin sorunlarına farklı bakış açısından bakmaya teşvik etmeyi gerektirmektedir.

Performansı ve iş tatminini yükseltmede, karizmatik liderlik tarzını oldukça etkilidir. Buna rağmen transformasyonel liderler, insanların arzuladığı bir geleceğin yapı ve durumuna ait bir vizyon ortaya koyan ve o vizyona ulaşmayı mümkün kılacak değişimleri gerçekleştiren liderlerdir.

Dönüşümsel liderin davranışı açıklama konusunda Kouzes ve Posner’de Bass gibi bir anket geliştirmiştir. Liderlik uygulamaları formunda (Leadership Practices Inventory)’da beş tip liderlik davranışını, süreci sorgulamak (organizasyonu ileri götürmek için risk alma ve fırsatları araştırmak), paylaşılmış bir vizyon oluşturmak,personeli gelişimi konusunda cesaretlendirmek, örnek olmak, izleyicilerinin başarılarını kutlayarak cesaretlendirmek olarak tespit etmiştir

Sashkin’de dönüştürücü liderin davranışını açıklamada geliştirdiği lider davranış anketinde(Leader Behavior Questionnaire) da beş kategori geliştirmiştir. Bunlar açıklık, haberleşme, güven, dikkate alma, fırsat yaratmadır. Bunlara ilave olarak dönüşümsel liderleri ortalama lider ve yöneticilerden ayıran üç özellik ortaya çıkarmıştır. Ancak bu özellikler insanın doğuştan kazandığı değil öğrenilebilecek özelliklerdir. En temel özellik kendine güvendir. İkincisi güç isteğidir. Sonuncusu ise vizyondur

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık