ATASÖZLERİ ANLAMLARI, SAYGINLIK

ATASÖZLERİ ANLAMLARI, SAYGINLIK

1. Adam, adamdan korkmaz, hatır sayar: Dürüst insan, bir diğerine karşı saygıda kusur etmez. Sonuna kadar saygılıdır, hizmetini içtenlikle yapar ve buna da gereken özeni gösterir. Karşısındaki kişinin zorlamasına veya tehdidine gerek kalmadan kendi insanlığını yerine getirir. Bazı yanlışları sabırla karşılar. Dışarıdan bakanlar bu davranışı bir korkunun eseri olarak görebilirler. Ancak bu, korku değil insanlıktır. Bilge kişilerin insanlara olan saygısı ya da hizmeti, korku ve minnete bağlı değildir. Olgun kişilerin suskunluklarını bir korku olarak değil insana verilen değer ve saygınlık olarak düşünmeliyiz.

2. Adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir, olmasa da çulu: İnsanların değeri sahip oldukları mal ve makama göre değil, ahlâk, anlayış ve davranışlarına göredir. Nice fakir insan, etrafına güzel ahlâk ve sevgiyle yaklaşırken, nice zengin insan, konum ve ortamı gereği insanlara yüksekten bakarak kibirli davranabilir. Bu nedenle mal ve makam sahibi olanlar, kendilerinin ahlâk ve saygınlık açısından yüceldiğini sanmamalı ve her zaman davranışlarını denetim altına almalıdır. Yaptığımız yanlışı ve cahilliği malımız gizlemez.

3. Adam da var adamcık da: Herkes biyolojik olarak birbirinin aynısıdır. Ancak ahlâk, davranış, bilgi ve deneyim, kişiden kişiye değişir. Toplum içinde aynı bedensel yapıya veya ekonomik gelire sahip kişilerin yerini, ahlâk ve davranışları belirler. Toplumda tüm insanları seven, herkesin yardımına koşan, kimseye yük olmayan kişiler kadar; asalak, tembel, çıkarcı insanlar da bulunur. İnsanlar, bedenen bir, davranışça bin çeşittir.

4.  Adam eti ağırdır: Herkes birbirine zarar verebilir. Tartışma veya kavgalar olur. Ancak öyle saygın, ağır başlı, bilgili kişiler vardır ki hiç karşı koymadıkları, kimseyi azarlamadıkları için suskun ve ciddi tavırları ve ağır başlılıkları ile karşılarındakini daha çok tesir altında bırakırlar. Kimse onlarla ters düşüp haklarında ileri geri konuşmak istemez. Kendimizi savunmanın ve korunmanın en sağlıklı yolu, sahip olduğumuz güç ve makam değil, sergilediğimiz güzel ahlâk ve tutarlı davranışlarımızdır. Saygın kişiler, örnek yaşamlarıyla kendileri ve içinde yaşadıkları toplum için bir güvencedir.

5. Altın, çamura düşmekle kıymetini yitirmez: İnsanlar, sahip oldukları sevgi, saygı ve düzeyi başkalarının kötülemesiyle kaybetmezler. Herkes onların bu yanını yok sayıp inkâr etse bile özlerin-deki güzellikten bir şey eksilmez. Zaman içinde kendi değerleri gün gibi ortaya çıkar. Değer verilecek bir anlayış ve davranış olmadıktan sonra, herkes bizi övse de göklere çıkarsa da kısa sürede ne olduğumuz anlaşılır. Gerçek bir kişilik kazandıktan sonra kimse bize karalama ve iftira ile zarar veremez. İnsan, kötüleme ve aşağılama ile bir şey kaybetmez. Yeter ki istenilen ve olması gerekenleri üzerinde taşısın.

6.  Altın semer vursalar, eşek yine eşektir: Giydiğimiz elbisenin pahalı ve alımlı olması değerimizi yükseltmez. Bilgi ve ahlâk sahibi olmayan insanlar da çok iyi giyinebilir. Hatta kabalıklarını ve cahilliklerini elbiseyle örtmeye çalışabilirler. Buna karşın, ahlâklı insanların üzerinde doğru dürüst elbise bile olmayabilir. İnsanlar arasında yer edinmek, sevilmek istiyorsak yalnızca elbisemizi düzeltmemiz yeterli olmaz. Bilgimizi artırmalı, sevgimizi güçlendirmeli, ahlâkımızı düzeltmeli, her insana hizmet edebilmeliyiz. Kişiliğimizi elbisemiz değil, işimiz ve davranışımız belirler.

7. Altın yerden paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz:
Her olumsuzluk herkesi bozmaz. Çevredeki olumsuzluklar tek başına, insanı yanlışa sürüklemeye yetmez. Bozulma kişideki eksikliklere de bağlıdır. Altının yerde paslanmadığı, taşın yağmurdan ıslanmadığı gibi her ortamda erdemini koruyanlar vardır. Engin anlayış, sevgi ve sabırla herkesin iyiliği için hizmet edenler, zorluk ya da iftiralardan dolayı kişiliklerinden bir şey kaybetmezler. Hangi ortamda olursa olsun varlığını kaybetmeyecek güzel bir ahlâka sahip olmalıyız. Bunu başarırsak kimse bize zarar veremez.

8. Aslan yatağından belli olur: Söz ve düşüncelerimiz yaşamımızdan soyutlanamaz. Bizim savunduğumuz ne olursa olsun, kimliğimiz, davranışlarımızdan bellidir. Güzel şeylerden bahsedip insanlara nasihat ettikten sonra, bunları kendimiz uygulamazsak, sözlerimizin hiçbir anlamı kalmaz. Davranışlarımız sözlerimizi doğrulamalıdır. İnsanlar bizi sözlerimizle değil, yaşam biçimimizle tanır ve hatırlar.

9.  Atın dorusu, yiğidin delisi: Her şey gençken daha kolay ve verimlidir. Gençlik yıllarında gücümüz yerindedir. Karşımıza çıkan tüm sorunları çözecek ve bize verilen görevleri yapacak gücümüz vardır. Geçliğin değerini bilmeli, bu enerjiyi, anlamlı bir şekilde kullanmalıyız. İnsanlık için elimizden geleni yapmalıyız. Yaş ilerledikçe bu gücü kaybederiz.

10.  Atta karın, yiğitte burun: Biçim ile öz arasında bir ilişki vardır. Atalarımız yüzyıllara dayanan gözlemleri ile iri karınlı atların daha hızlı ve dayanıklı olduğunu; burnu büyük olan kişilerin daha mert, atak ve gözü pek olduğunu tesbit etmişlerdir. Atalarımıza göre yiğitliğin ve gücün, kendine özgü bir biçimi vardır. Yapısı gereği cılız ve zayıf olanlar, her şeyin üstesinden gelemezler. Yiğitler heybetli olmak zorundadır.
 
11.  Düşmez kalkmaz bir Allah'tır: Hata yapanı ayıplamaya, derde düşeni yalnız bırakmaya kimsenin hakkı yoktur. Çünkü, hata ve belâ hepimiz için geçerlidir. Böyle anlarda birbirimizle yardımlaşmalı ve dayanışmalıyız. Bu zorlukları, sevgiyi büyütmeye vesile etmeliyiz. Aksi halde biz de aynı duruma düşer, aynı acı ve yalnızlığı çekeriz. Kendi başımıza, sorunsuz yaşamamız, yanılmamamız mümkün olmadığına göre her zaman affedici olmalıyız. Derde düşenlere yardım etmeliyiz.

12. Erim er olsun;
yerim çalı dibi olsun: Bir kadın için ev, bar-k, para pul değil eşinin ahlâkı ve eşinin kendisine duyduğu sevgi önemlidir. Özellikle beyler, hanımlarını gereği gibi sever, onlara yumuşak davranırlarsa onları mutlu ederler. Karşılaşacakları her sorunun üstesinden gelirler. Bir kadın, eşinden gereken değeri ve sevgiyi gördükten sonra, her zorluğa karşı göğüs gerer. Kadım üzen ve zayıf kılan zorluklar değil kocasının tavır ve ilgisindeki olumsuzluklardır.

13. Eşeğe altın semer vursalar, eşek yine eşektir: (bk. Saygınlık: Söz 6).

14.  Gidene ağam, gelene paşam:
Beraber çalıştığımız iş arkadaşımız ve amirlerimizle sağlıklı bir ilişki kurmalıyız. Bir birbirimize yardımcı olmalıyız. İşimizin kuralları gereği bir çizgimiz olmalı, ne yapıp yapmayacağımız belli olmalıdır. İlkesiz ve düzensiz davranmamalıyız. Yanlışa da doğruya da eyvallah dememeliyiz. İş yerinin çıkarları ve işin kuralları söz konusu olduğu zaman gereken tepkiyi göstermeliyiz. Konumumuzu korumak adına yanlışlara karşı duyarsız olmamalıyız. Yanlışa çıkarımız için övgüler yağdırma-malıyız. Karşımızdakinin hatasını sürdürmesine neden olmamalıyız. Herkese göre kılık değiştirmek yanlıştır. Bizim bir kimliğimiz ve kişiliğimiz olmalı.

15. İtin değmesiyle deniz kirlenmez: Dürüst ve engin insanlar, kötülerin iftiralarından zarar görmezler. Onlara olan güven, her şeye rağmen sürer. Ufak bir dedi kodu ile toplumun bize olan güveni kayboluyorsa, bu toplumun güvenebileceği bir insan olamayışımızdan kaynaklanıyor demektir. Yoksa ermiş ve âlim kişilere tüm dünyanın saldırması onların değerinden bir şey kaybettirmez, davranışlarını etkilemez. Ermiş ve bilge kişilere düşmanları zarar veremez.

16. Kel yanında kabak anılmaz: Toplum içinde konuşurken bir lafın nereye gideceğini iyi düşünmeliyiz. Kasıtsız bile olsa sözümüz ve davranışımız, yanlış anlaşılmaya neden olmamalıdır. Ölçülü ve bilinçli olarak konuşmalı, insanları üzmemeliyiz. Konuşmalarımızda karşımızdakinin kişisel zaaflarım gündeme getirmemeliyiz. Herkesin bir ayıbı vardır. Bunları ortaya dökmek yerine, yardımlaşma ve dayanışma ile bunları ortadan kaldırmamız gerekir.

17. Kelin ayıbını takke örter: Bedensel eksiklerimiz çok kolay göze çarpar. Ancak ufak tefek gayretlerle bunları gidermemiz mümkündür. Bu nedenle başkalarının göz önündeki küçük yanlışlarına takılmamalıyız. Kendimizde var olan bu tür eksikleri de gidermeye çalışmalıyız. Özellikle kendimizdeki daha önemli yanlışları görüp düzeltmeye gayret etmeliyiz.

18.  Körler memleketinde şaşılar padişah olur:
Liderlerle onları seçen halk arasında bir uyum ve yakınlık vardır. Çok geri kalmış bir toplumda cahil ve basit insanlar lider olabilir. Oysa ileri ve bilgili toplumlarda öne geçip lider olmak oldukça zordur. Bir yerde veya toplumda sıradan birinin lider olmasına şaşırmamalıyız, bu durumu yadırgamamalıyız. Asıl yadırganması gereken, buna neden olan yanlışlarımız ve cahilliğimizdir. İnsan, kendine yakın olanı beğenir. "İnsanlar lâyık oldukları şekilde idare edilirler."

19. Köşe taşı köşeye yakışır: Herkesin kendine, çevresine ve ülkesine göre bir konum ve değeri vardır. Kişilerin makamları, eğitim ve davranışları ile orantılı olmalıdır. En bilgili ve deneyimli kişiler en fazla saygıya ve makama lâyık kişilerdir. Değerli insanlar itilip kakılırken sıradan insanlar öne geçirilmemelidir.

20. Kürk ile börk ile adam olunmaz: İnsanı değerli kılan, bilgisi, deneyimi, sevgisi ve ahlâkıdır. Elbise, ayakkabı veya diğer mal ve makamlarla insan yücelmez. Dış görünüşün sağladığı olumlu hava, bir süre sonra ortadan kalkar. İnsanlarla uzun süre beraber olacağımıza göre kişiliğimizi geliştirip bilgimizi artırmalı, insanlara sevgi ve hizmet sunmalıyız. Dış görünüşle sağlayacağımız geçici ilgiye önem vermemeliyiz, 

21.  Meyveli ağacın dalı öne eğiktir: İnsanlar büyüdükçe, bilgi ve deneyimini artırdıkça daha ağır başlı, saygın ve alçak gönüllü olur. Ölçülü hareket eder. Özü boş olanlar, her zaman kibirli davranır, rahatlıkla yanlış yaparlar. Kendilerini büyük göstermekten çekinmezler. Çünkü onlarda güzellik olmadığı için güzele verecek değerleri ve yanlışa gösterecek tepkileri yoktur. Sadece kendilerini değerli görürler ve böyle olması için de hep kibirli ve gururlu davranırlar. Bilge kişiler, alçak gönüllü ve olgun kişilerdir.

22.  Öpülecek el ısırılmaz: Çevremizde herkesin yardımına koşan, kendinden çok bizleri düşünen insanlara karşı saygılı olmalıyız. Onları incitmemeliyiz. Mümkün olduğu kadar yaptıkları iyiliğe karşılık saygımızı göstermeliyiz. Bize iş veren ve tecrübe kazandıran insanları korumalıyız. Özellikle onlara zarar vermemeli, ihanet etmemeliyiz.

23. Parası ucuz olanın, kendi kıymetlidir:
Herkesin ortak kullanabildiği genel birikim olan para, tüm ihtiyaçlarımızı karşılamamız için gereklidir. Ancak onu insanlardan daha değerli görmemeliyiz. Parayı gereğinden çok önemseyen kişiler, insanlara gereken değeri veremezler. Kendi değerlerini de düşürürler. Onlara, çok değer verdikleri para yolu ile herkes istediğini yaptırır. Bu nedenle paraya vereceğimiz önem, insanlığımızdan çaldığımız şeylerdir.

24.  Sinek küçüktür ama mide bulandırır: İnsanlar arasındaki güveni ve dayanışmayı bozacak tavırlardan kaçınmalıyız. Ufacık bir söylenti veya karalama her şeyi bozabilir. Bu nedenle önemsiz saydığımız yanlış bir hareket, tahmin edemeyeceğimiz kadar zararlı olabilir. Sorunun küçüklüğü değil tehdit ettiği değer önemlidir. Eğer güven ve ahlâkla ilgili ise küçük bir yanlış, büyük zararlara yol açar. Yaptığımız hataları küçük görmemeli, kontrol altına alıp düzeltmeliyiz.

25. Su küçüğün, söz büyüğün: Çocuklar hislerine hâkim olmada büyükler kadar güçlü değildir. Bu nedenle yenen içilen şeylerde öncelik, çocuklarındır. Küçüklerin büyükler kadar bilgisi, deneyimi ve ileri görüşü olmadığı için, söz ve kararda öncelik büyüklerindir.

26. Şeyh uçmaz, mürid uçurur:
Yapılanları abartıp olduğundan fazla göstermemeliyiz. Sevgide ve saygıda ölçüyü kaçırıp bir şeyi gereğinden fazla abarttığımız zaman, bundan hem biz hem karşımızdaki kişi zarar görür. Her şeye gereği kadar değer vermeliyiz. İyilik olsun diye saygın insanların yaptıklarını olduğundan fazla göstermeye kalkmamalıyız. Onların böyle bir yardıma ihtiyacı yoktur. Yapılması gereken, her şeyi gereği gibi sevmektir. Bir kişiyi olduğundan büyük göstermek, sevgi ve bağlılık değildir. Önemli olan, sevdiğimiz bilge kişileri gereği gibi sevmek ve onların ahlâkı ile ahlâklanmaktır.

27. Şöhret felâkettir: Tüm insanlar tarafından tanınmak, iç dünyamızdaki insanî dengeyi bozabilir. Kendimizi yüceltmeye, insanları küçük görmeye başlayabiliriz. Böyle bir durumda kendimizi büyük görmeye, insanlara tepeden bakmaya, bu ilgi ve iltifatın devamı için yapmacık tavırlar takınmaya başlayabiliriz. Bizden çıkar uman sahte dostların iltifatlarına inanmaya başlarız. Bu nedenle önemli olan, tüm insanların tanıdığı biri olmak değil, tüm insanları sevebilmek ve tüm insanlara hizmet edebilmektir.

28. Taş düştüğü yerde ağırdır: İnsanlar, deneyim ve bilgi sahibi olduğu konularda başarı gösterir. İnsan tanındığı yerde etkilidir. İlgi alanımızın ya da kendi çevremizin dışında başarımız ve gücümüz düşebilir. Başarımız, yaşadığımız çevreye ve o çevrede edindiğimiz deneyime bağlıdır. Bildiğimiz işleri, kendi çevremizde yaparsak başarılı olmamız daha kolay olur.

29.  Ulu sözü dinleyen, yüce dağlar aşar: Herkesin bir bildiği vardır. Ancak sadece kendi bildiklerimiz bizim için yeterli değildir. Bilenlere ve özellikle bildiğini yaşayanlara akıl danışmalıyız. Ulu kişilere danışmakla onların yıllardır geçtikleri yollardan, yaşadıkları, ibret aldıkları hallerden faydalanmış oluruz. Özellikle onları sevmenin sağladığı kalp yüceliği ile her işin ve sorunun üstesinden gelebiliriz. Güzellikleri ve doğruları yeniden öğrenmeye ve denemeye zamanımız yok. Ariflerin ve velîlerin yanında olmalıyız. Onlar bize bunları daha çabuk öğrenmemiz için yardımcı olurlar.

30.  Ulular köprü olsa da üstünden geçilmez:
Erenler, her konuda insanlara hizmet etmek isterler. Onların bu hizmet anlayışını kötüye kullanmamalıyız. Muhtaç da olsak, onların bize hizmet etmesine izin vermemeliyiz. Her fırsatta onlara biz hizmet etmeliyiz. Onlar bizim yanımızda ne kadar alçak gönüllülük gösterseler de haddimiz bilmeli, saygısızlık, edepsizlik yapmamalıyız. Onların bize hizmet etmelerine razı olmamalıyız. Çünkü onlar, engin bilgileri ve sonsuz gönülleriyle sevilmeye, hizmet edilmeye, saygı duyulmaya lâyık insanlardır.

31. Yiğit yatağından belli olur: (bk. Saygınlık: Söz 8).

32. Yürük ata paha olmaz: Bir işi bilen ve bu işte deneyim sahibi olan kişiden yardım almak istiyorsak bunun bedelini ödemeliyiz. İşini bilene ve başarılı olana verilecek karşılık, çok görülmemelidir.
 

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık