Sorular

Zor Günleri Atlatmak İçin Ne Yapmalıyız?

Zor Günleri Atlatmak İçin Ne Yapmalıyız?

Hepimizin hayatı aslen fırtınalarla dolu, yaşantımız içinde iniş ve çıkışları barındıran bir serüven. İşte tam da bu noktada, bir sonraki yıkılma anını kontrol altına almanıza yardımcı olacak ve kendinizi biraz daha iyi performans sağlayacak bazı önerileri sizlerle paylaşmak istedik. Her şey, siz ve manevi dünyanız arasında geliştirdiğiniz iletişimle başlıyor. Önceliği güçlü ve zayıf yanlarımıza sert ve sıkı sorular sorarak vermeliyiz. Doğal olarak, bunun karşılığında dürüst cevaplar vermek çok önemli. İşe, kendinize aşağıdaki soruları sorarak başlayabilirsiniz: Geçmişte beni yaralayan her ne varsa, bunların üstesinden nasıl geldim? Bir tek mıydım, yoksa birileri bana bu süreçte destek verdi mi? Hiçbir umut olmadığı halde yaşantıma nasıl devam edebiliyorum? Beni neler umutlandırıyor ve neler motive ediyor da yine ayakta durabiliyorum? Zor Günleri Atlatmak İçin Ne Yapmalıyız?; Acılarımızın varlığını...Devamını Oku »

Problem Kılığında Fırsatlar…

Problem Kılığında Fırsatlar…

Hayat demek; sorun demek, insan demek problem demektir. İnsanın olduğu yerde sorun yoksa o zaman insan da orada yok demektir. İnsan bir yerde varsa, sorun da hemen yanındadır. Hatta sorun, insanın gideceği yere insandan önce varır. Ama burada önemli olan; bizim soruna bakış açımız, sorunu algılamada problem var. Sorun kelimesine yüklediğimiz anlamda bir problem var. Sorunlar; önceden belirleyicidir. Geleceğimizi kalıplamaya çalışırlar. Mesela; “Senden adam olmaz. Senin kafan çalışmaz.” Bakın sorun yaşıyorsunuz ve bu sorunlar sizin önceden geleceğinizi belirliyor, önceden geleceğinizi kalıplandırıyorlar. Şuan yaşadığımız bir sorunun bizim 2 yıl<...Devamını Oku »

Hayatın Anlamı Nedir

Hayatın Anlamı Nedir

Herhangi bir insan başka birine hayatın anlamını sorduğunda yüzlerce cevap alır: Hayat çok anlamlıdır, yapılacak çok iş vardır, hayat amaçlar ve hedeflerle doludur. O kadar büyük amaçlar ve hedefler vardır ki bunları bir ömre sığdırmak mümkün değildir. Her insanın hayat hikâyesini ayrı ayrı alıp incelediğimizde hayata anlam yüklemelerinin çok farklı olduğunu görürüz. Herkes kendi anlamını kurgulamakta, o anlamın peşine koşmaktadır. Her bir dakikanın, her bir saatin, her bir günün, her bir haftanın, her bir ayın, her bir yılın ayrı hedefleri ve anlamları vardır. Ölesiye uğrunda mücadele edilen amaçlar gerçekleştiğinde, hedefler geride kaldığında, geriye dönüp bakıldığında ilginç hisler yaşanır. Uğruna büyük mücadeleler verilerek elde edilen amaçların daha sonraki dönemlerde çok gülünç durduğu fark edilir, insanoğlu geriye doğru bakıp bebekliğinin, çocukluğunun, oyun çağının, okul hayatının, meslek hayatının her bir evresinden amaçladığı hedeflerini zihnen irdeleyebilir. Hepsine tatlı bi...Devamını Oku »

Korkusuzluk

Korkusuzluk

Herkes korkar... korkmak zorunda. Hayat öyle ki, buna mecbur kalınıyor. Ve korkusuz olan insanlar, cesurlaşarak korkusuz olmaz; çünkü cesur insan sadece korkusunu bastırmış insandır, aslında korkusuz değildir. Bir insan korkularını kabullenerek korkusuz olur. Bu bir cesaret sorunu değildir. Konu sadece hayatın gerçeklerini görmek ve bu korkuların doğal olduğunun farkına varmaktır. Onları kabullenmektir! Korku ve suçluluk duygusu aynı şey midir? Korku ve suçluluk duygusu aynı şey değildir. Kabullenilen korku özgürlüğe dönüşür; inkar edilen, reddedilen, lanetlenen korku suçluluk duygusuna dönüşür. Eğer korkuyu durumun bir parçası olarak kabul edersen... Durumun bir parçasıdır. İnsan bir parçadır, çok küçük, minik bir parçadır; bütün ise engindir. İnsan bir damladır, çok küçük bir damladır; bütün ise dev bir okyanus. Bir titreme başlar: "Bütün içinde kaybolabilirim; kimliğim kaybolabilir." Bu, ölüm korkusudur. Bütün korku...Devamını Oku »

Sigmund Freud Yazıları

Sigmund Freud Yazıları

Dinsel düşüncelerin kendine özgü değeri nerede yatmaktadır? Uygarlığın uyguladığı baskı ve talep ettiği işgüdüsel feragatlerin neden olduğu uygarlık düşmanlığından söz etmiştik. Uygarlığın yasaklamalarının kaldırıldığını - yani, insanın hoşuna giden herhangi bir kadım cinsel nesne olarak alabildiğini, bu kadının aşkı uğruna rakiplerini veya karşısına çıkan bir başka kişiyi duraksamadan öldürebildiğini ve hatta diğer insanların mallarını izinsiz alıp götürebildiğini- düşünelim; insan yaşamı ne harika, ne tatlı bir doyum zincirinden ibaret olacaktı! Doğru, insan kısa zamanda ilk güçlükle karşılaşır; benden başka herkes benimkilere benzer isteklerde bulunacak ve bana, benim onlara davranırken gösterdiğimden daha fazla bir anlayış göstermeyecektir. Ve böylece, uygarlığın kısıtlamalarının bu şekilde kaldırılmasıyla gerçekte yalnızca tek bir insan sınırsız bir mutluluğa kavuşacak ve bu insan, iktidar araçlarının tümünü ele geçirmiş bir tiran, bir diktatör olacaktır. Ve hatta bu i...Devamını Oku »

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100
Yukarı Çık