BAŞARILI ve MUTLU OLMA YOLLARI

BAŞARILI ve MUTLU OLMA YOLLARI

Değerli arkadaşlar, işte size başarılı ve mutlu olma yolunda kendinize rehber edinebileceğiniz birbirinden güzel 120 öneri.
1.       Bilginin efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmak gerekir.
2.       Düşüncelerinizi  iyiliğe,  çalışmaya ve  başarıya yönlendirin. Çünkü:
Düşüncelerinize dikkat edin, davranışınız olurlar. Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlık olurlar. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, karakteriniz olurlar. Karakterinize dikkat edin, değişmez olur.
3.       Bütün kötülükler tembellikten ve kendinizi meşgul edememekten kaynaklanır. Kötülüklerden korunmak için kendinizi iyiliklerle meşgul etmelisiniz. İyiliklerle meşgul olmanın en güzel yolu da öğrenmek ve çalışmaktır.
4.       İnsanoğlunu ihtiyarlatan geride bıraktığı yılların çokluğu değil, ideal yokluğudur. Yıllar cildi buruşturur, fakat idealsizlik ruhu öldürür.
Bu bölüm Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil'in Gençlerle Başbaşa isimli eserinden istifade edilerek yeni tesbit, yorum ve ilavelerle hazırlanmıştır.                                                                                              
5.       Hayatlarını yüksek ideallerin yolunda harcayanlar, hiçbir zaman ölmezler.
6.       Kararlılık keskin bir bıçağa benzer, keskin ve düz keser. Kararsızlık ise kör bir bıçak gibi kestiği her şeyi parçalar ve yırtar.
7.       Bütün yeni buluşların yüzde doksan dokuzu ter, yüzde biri ilhamdır.
8.       Gençken yaptığım on şeyden dokuzunun başarısızlıkla sonuçlandığını görmüştüm. Bunun için on kat daha fazla çalışmaya başladım.
9.       Taşı delen, suyun kuvveti değil, damlaların sürek-
10.     Biz, başarılarımızla birlikte hatalarımızdan da çok şey öğreniriz. Hatalarımızı akıllıca ele alabilirsek, onlar ilerisi için bir başarı kalıbı olabilir. Budalaca hatalar ile aynı hataların tekrarı cezalandırılmalı; dürüst hatalara karşı hoşgörü göstermelidir. Sonuçları feci olmayan cesaret hataları takdirle karşılanmalıdır.
11.     Işığı önüne al. Yürü, gölgen arkandan ister gelsin, ister gelmesin.
12.     Güçlü olan, yenilmeyen yalnız azimdir.
13.     Yenilgiye uğrayınca umutsuzluğa kapılma,  her başarısızlıkta bir zafer isteği yatar.
221
14.     Başarısızlık,  daha zekice  başlama fırsatından başka bir şey değildir.
15.     Bazı yıkılışlar, daha parlak kalkınmaların destekleyicisidir.
16.     Elmas nasıl yontulmadan kusursuz olmazsa, insan da acı çekmeden olgunlaşamaz.
17.     Git kendine dert ara, dert bul, dertlerden bir başka dert seç. Çünkü (yaşamak için) bundan başka çare yoktur. Bahtın yâr olmadı, diye üzülme sakın. Ancak derdin yoksa o zaman üzgünlük göster.
18.     Zorluklar, başarının değerini artıran süslerdir.
19.    Ancak aptallar ve ölüler düşüncelerini hiç değiştirmezler.
20.     Bir hapishanenin demir parmaklıklı pencerelerinden iki tutuklu bakıyordu. Biri önündeki çukuru görüyordu, öteki de gökteki yıldızları.
21.     Bazı kimseler, güllerin dikeni olduğundan yakınırlar. Ben dikenlerin gülü olduğuna şükrederim.
22.     Bir işi kimsenin yanlış bulamayacağı kadar kusursuz yapmak isteyen insan, hiçbir şey yapamaz.
23.     Bir gencin hata yapmasını önlersen, onun kararlarını kendi kendine vermesini de önlemiş olursun.
24.     Bütün ömür defterleri dünya hayatının sahifeleridir. Akıllıların vermiş olduğu bu nasihati iyi düşün. Bahtiyar, o kimsedir ki; bu temiz defter üzerinde ancak hayırlı yazılar ve hayırlı eserler bırakır.
25.     Ahlâkı güzel olan insan, her yaşta güzeldir.
26.     En cesur kişi, şiddetli bir şekilde öfkelendiğinde yüzü kıpkırmızı kesilip tüyleri diken diken olduğu halde öfkesine hâkim olandır.
27.     Hain bile olsalar, bizim en kötü düşmanlarımız cahil ve basit insanlar değil, okumuş ve ahlâkları bozuk olanlardır.
28.     Az korkun, çok ümit edin; az yiyin, çok çiğneyin; az konuşun, çok şey ifade edin; az kızın, çok sevin; iyi şeyler sizindir.
29.     Fenalık iyilikten daha çabuk ürer, fenalığın izi iyilikten daha fazla devam eder. Bu gerçeği kavradığın gün iyiliği çoğaltmaya değil, fenalığı kaldırmaya çalışmanın daha faziletli ve mesut edici bir iş olduğunu anlayacaksın.
30.     Hatırla ki, uzun ya da kısa bir piyeste rejisörün, sana verdiği rolü oynayacak bir aktörsün. Senin bir dilenci rolü oynaman gerekir. Bir topalın, bir prensin ya da ayak takımından birinin rolünü oynamanı uygun görürse, yine başka türlü davranacak değilsin. Çünkü verilen rolü iyi oynamak sana düşer. Ama rolü seçmek başkasının elindedir.
31.     Her kim "benim sofram, benim ekmeğim" derse; elini onun ekmeğinden, ayağını onun sofrasından çek; kendi bostanından yediğin tere otu, kuzu kebabından daha tatlıdır.
32.     Bir deniz yolculuğunda bindiğin gemi bir limana uğrar da seni kıyıya su almak için yollarsa, yolda midye kabuğu ya da mantar bulursan bunları toplayabilirsin. Ama aklın hep gemide olmalıdır. Sık sık başını gemiye çevirerek kaptanın seni çağırıp çağırmadığını  araştırmalısın.  Kaptan  çağırırsa, seni eli ayağı bağlı bir hayvan gibi almalarına meydan vermemek için, ellerindekinin hepsini atıp hızla gemiye dönmelisin.
33.     Hayat yolculuğunda da durum böyledir. Bir midye kabuğu, bir mantar yerine bir kadın ya da bir çocuk nasibin olursa, bunları benimsersin. Ama kaptan seni çağırınca arkana bakmadan her şeyi bırakıp gitmen gerekir. Yaşlı isen yetişememek korkusu ile, gemiden pek uzaklaşmamalısın.
34.     Beş şey gelmeden, beş şeyin kıymetini bil:
İhtiyarlık gelmeden, gençliğin, Hastalık gelmeden, sıhhatin, Fakirlik gelmeden, zenginliğin,
Ölüm gelmeden, hayatın, Meşgul olmadan, boş zamanın kıymetini bil.
35.     Dostunu bir dereceye kadar sev, bir gün düşman olabilir. Düşmanına bir dereceye kadar buğz et, bir gün dostun olabilir.
36.     Güçlükler insanın gerçekten ne olduğunu meydana çıkaran şeylerdir.
37.     İş hayatında en yararlı huy, sabırdır. İnsanlar anlatacakları şeyleri dinlemenizi, onların arzularını yerine getirmenize tercih ederler.
38.     Büyük başarıların sahipleri, küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir.
39.     Zevk için olmasa bile ümitsizlik yüzünden de çalışmak gerek. Çünkü açıkça anlaşılmaktadır ki çalışmak, eğlenmekten çok daha eğlencelidir.
40.     Eğer sizde deha varsa, çalışkanlık bunu geliştirir. Eğer yoksa onun yerini çalışkanlık alır.
41.     İnsanın en büyük buluşu ateş, tekerlek ya da motor, otomatik enerji veya maddî dünya ile ilgili herhangi bir şey değildir. İnsanın en büyük buluşu, anlaşarak ekip halinde çalışmaktır.
42.     Yapılacak çok iş olmadan zevk almak imkânsızdır. Ben işi severim, beni büyüler. Ben oturup ona saatlerce bakabilirim. Onu benimle tutmayı severim; ondan kurtulma düşüncesi kalbimi kırar.
43.     Çalışma için müsait gün ve saat beklemeyin. Bilin ki, her gün ve saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
44.     Çalışmak için müsait yer ve köşe aramayın. Bilin ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
45.     Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakmayın. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine yeter.
46.     Bir zamanda yalnız tek bir iş yap, yalnız bir ders, bir kitap, hatta bir fasıl üzerinde çalış. Ta ki, dikkatin ve kuvvetin yayılıp zayıflamasın. Bir zamanda birden fazla iş yapayım diyen, hiçbirini tam ve temiz yapamaz. Dünyaca tanınmış olan büyük islâm düşünürü İmam Gazâlî'ye İhyâü Ulûmi'd-din adlı muazzam eserini nasıl bir çalışma ile vücuda getirdiğini sormuşlar, "Bir zamanda yalnız bir fasıl, bir bahis, bir mesele üzerinde çalıştım" demiş.
47.     Başladığın bir işi (bir dersi, bir kitabı, bir vazifeyi) yapıp bitirmeden başka bir işe (derse, kitaba, vazifeye) başlama. Yarıda kalan iş, başlanmamış demektir.
48.     Bir günün işini (dersini, vazifesini) bitirdikten sonra ertesi günü ne iş yapacağına karar ver. Yahut, hiç olmazsa çalışmaya başlamadan evvel, hangi iş (ders, kitap) üzerinde çalışacağını düşünüp kararlaştır ve çalışmaya bu kararla otur.
49.     Bir işe başlamadan, bir dersi öğrenmeye, bir kitabı okumaya oturmadan evvel düşün ve çalışman için lâzım olan şeyleri yanında ve elinin altında bulundur. Ta ki, ikide bir kalem, kâğıt aramaya kalkıp da dikkatin dağılmasın.
50.     Çalıştığın bir iş (bir ders, bir kitap, bir yazı) üzerinde herhangi bir güçlüğü yenmeden bir adım bile gerileme. Ve bil ki, yılgınlık maskeli bir tembelliktir. Gene bil ki, çalışma sevgisi güçlükleri yenmekten doğar ve kuvvetlenir. Güçlüğü yenmekten hâsıl olan manevî zevk, eşsiz bir zevktir. Emin ol ki, harpte zafer ve işte muvaffakiyet yilmayanindir. Sebat önünde güçlükler erir ve imkânsız görünen, mümkün olur.
51.     İşinde rastladığın bir güçlüğü evvela parçala. Her parçayı birer birer ve sıra ile yenmeye çalış. Bunun için de, meselâ bir dersi, bir kitabı en basit elemanlarına, kısım, fasıl ve bahislerine ayır. Sıra ile her bahsi / konuyu iyice ve noksansızca anlayıp öğrenmeden öbür bahse / konuya geçme. Fasıllar / bölümler ve bahisler / konular üzerinde bir kör gibi yürü. Yani attığın adımı iyice basmadan öbürünü atma.
 
52. Devamlı ve düzenli çalış. Her gün aynı saatlerde mutlaka çalışmaya otur. Çalışmayı uzun süre kesip terk etme. Hasta ve yorgun değilsen tatil aylarında bile yavaş ve az da olsa çalış. Ta ki çalışma isteğin körelmesin ve tekrar çalışmaya koyulmak için zahmet çekmeyesin.
 
53. Bir iş üzerinde yorulursan dinlenmek için işini değiştir ve çalışma hızını yavaşlat. Fakat dinlenme bahanesi ile asla boş oturma. Boş oturanın içi, işlemeyen demir gibi pas tutar.
54. Çok düşün. Ve bil ki, çalışmak mutlaka hareket etmek veya okumak, yazmak demek değildir.
 55. Düşünen bir insan, maden kuyularında kazma sallayan işçiden daha çok çalışıyordun
Verimli çalışmayı sakın iş üzerinde geçirdiğin zamanla ölçüp de, eh bugün şu kadar saat çalıştım, yetişir deme. Çalışmanın neticesine ve öğrendiğine bak.
56. Fikrî çalışmalar için, aynı saatlerde devamlı ve tertipli bir surette, günde iki üç saat bile yeterlidir. Büyük İslâm düşünürü İbn Sînâ, dünyaca meşhur olan Kitâbü'şşifâ'y\ her gün, sabah namazından sonra Bağdat'taki bir caminin büyük kandili / lambası altında oturarak kuşluk vaktine kadar, yani yaklaşık iki saat çalışmak suretiyle vücuda getirmiştir. Meşhur İngiliz filozofu Spencer, muazzam
eserlerini, günde iki saat çalışarak yazmıştır. Her sene 1000, 1200 sayfalık eser veren Fransız edibi Emil Zola'ya bu muvaffakiyetinin sırrını sormuşlar, "Her gün yalnız üç saat çalışır ve yazarım" demiş.
57.     Sebat et, genç dostum, sebat et! Damlaya damlaya göl olur. Ve aynı noktaya düşen damlacıklar, zamanla mermeri bile deler.
58.     Bir işe başladığın, bir dersi öğrenmeye, bir kitabı okumaya koyulduğun zaman telaş edip sabırsızlanma. Sakin ve metin ol. Yol al, fakat acele etme. Sindirerek çalış ve öğren.
59.     İşinde ve dersinde herhangi bir fikrî noktayı küçümseyerek ihmal edip geçme. Küçük ihmalden bazan büyük zararlar doğduğunu unutma.
60.     Gece yatağına uzandığın zaman, o gün ne yaptığını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma.
61.     Her gün iyi bir eserden yüksek sesle beş on sayfa oku. Bu sayede konuşma ve söz söyleme istidadın gelişsin.
62.     Rastladığın edebî, felsefî bazı güzel parçaları ezberle. Bu sayede hem kelime ve ifade hazinen zenginleşir hem de hafızan kuvvetlenir.
 
63.     Çalıştığın bir dersin, bir kitabın bölüm ve konularını bitirdikçe kitabı kapayıp, okuduğunu ezberden hülâsa / özet halinde not et. Bir dersi, bir kitabı öğrenmenin yolu, onu bu suretle yazmaktır.
64.     Bir dersten öğrendiğin, bir kitaptan okuduğun bölüm ve konuları arkadaşlarınla ezberden müzakere ve münakaşa et. Bu suretle hem zekân işler ve öğrendiğin hazmolur,  hem  hafızan kuvvetlenir; hem de düzgün konuşma ve fikirlerine vuzuh ile ifade etme melekesi elde edersin.
65.     Dikkat et, sözlerin ve yazıların kısa, açık ve manalı olsun.
66.     Fikrî çalışmanın herkesin mizacına göre değişen verimli ve aziz saatleri vardır. Bunlar bazı kimseler için sabahın erken saatleri, bazıları için de öğleye doğru, öğleden sonra, gece saatleridir. Kendini yokla ve senin aziz saatlerin hangileri ise bunları hiç eğlenceye feda edip kaçırma.
67.     Okuduğun bir kitapta güzel bir parçayı veya orijinal bir fikri, yerini ve sayfasını işaret ederek not et. Bu suretle biriktirdiğin notları bir dosyaya ve bir fiş kutusuna sırası ile yerleştir. Bir yazı yazmak veya bir eser yapmak istediğin zaman, bu notlar senin için zengin bir malzeme hazinesi olur.
68.     Bir mevzu ve mesele hakkında yazı veya bir eser yazmaya karar verdiğin zaman, evvela, bu mevzu ve mesele üzerinde evvelce yazılmış eserleri oku. Ta ki yazılmış ve söylenmiş şeyleri tekrar edip ömrünü israf etmeyesin.
69.     Gök kubbe altında yepyeni hiçbir fikir yoktur. En yeni fikir, eski bir fikrin yeni bir elbise giymişidir.
70.     Her şeyden evvel, ana dilini iyi konuşmayı ve iyi yazmayı öğren. İnsan için en faydalı olanı kendi ana dilidir.
71.     Dil bilgisi bir gaye değil, bir vasıtadır. Asıl gaye olan, fikir zenginliğidir.
72.     Kişinin kıymeti dilinin altında ve kaleminin ucunda gizlidir. Onu söz ve yazı açığa vurur.
73.     Bir işi yapıp yapmamakta kararsızlığa düştüğün vakit, iki şıktan her birinin fayda ve zararlarını iyice hesapla. Faydası çok, zararı az olan şıkkı tercih et.
74.     Bir işe öfkeli ve sinirli iken karar verme. Bekle, öfken geçsin. Zira öfke ile kalkan zararla oturur.
75.     Çok konuşma. Yerinde ve özlü konuş. Kıymet ve tesir çok sözde değil, yerinde ve özlü sözdedir.
76.     Dilini tut ve bil ki, dil yarası bıçak yarasından daha vahimdir.
77. Kimsenin yüzüne karşı söyleyemediğini arkasından söyleme ve bil ki arkadan konuşma korkaklığın en iğrenç şeklidir.
78.     Kimsenin cahilliğini yüzüne vurma. Bil ki insanları en çok kızdıran ve gücendiren, cahilliklerinin yüzlerine vurulmasıdır.
79.     Yalan söyleme. Yalan söyleyen, yakalanmak korkusu içinde yaşayan hırsız gibidir.
80.     Bir kimseye söz vermeden evvel iyi düşün. Ve verdiğin sözden dönme. Sözden dönmek yalancılığın en çirkinidir.
81.     Daima olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol. Olduğundan fazla görünmek isteyen, karşısındakilere kendisinin ahmaklığını göstermiş olur.
82.     Kimseye karşı kin tutma ve kimsenin muvaffakiyet ve saadetini kıskanma, fakat imren. Sen de öyle bir muvaffakiyet ve saadete erişmeye çalış. İmrenmek terakkinin şartıdır. Kin ve kıskançlık ise, iç ferahlığının, sağlık ve saadetin iki azgın düşmanıdır.
83.     Dost kazanmak için cömert ol. Bil ki hasisin / cimrinin dostu yoktur.
84.     Gençliğinde iyi arkadaş kazan. Yaşlılıkta kazanılan arkadaşlık sağlam olmaz. Zira paslı teneke lehim tutmaz.
 
85.     Gençlik güzelliğine, şans denilen kör kuvvet bile âşıktır. Gençliğini boş yere harcama, onu kıymetlendirmeyi bil.
86.     Ahlâkını güzelleştirmeye daima çalış. Ahlâk güzelliği insan için en kıymetli bir servettir.
87.     En yakın arkadaşlarınla bile şakaların zarif olsun. Kaba şakadan hayvan bile hoşlanmaz.
88.     Dost ol, ta ki sana da dost olsunlar.
89.     Dostluğunu kötü günde göster, ta ki kötü gün dostu bulasın.
90.     Dostlarına vefalı, düşmanlarına müsamahalı ol ve yere yıktığın düşmanını tekmeleme, alicenaplık göster. Vefa ve alicenaplık yüksek ahlâkın iki parlak şiarıdır.
91.     Büyüklere hürmet et. Ta ki büyüdüğün zaman sen de küçüklerden hürmet göresin.
92.     Yaşlıların tecrübesinden faydalan ve tecrübe edilmişi yeniden tecrübe etmeye kalkışma, ta ki pişman olmayasın.
93.     Sonunda pişman olacağın bir işi başında düşün. Pişmanlık ahmaklıktır.
94.     Küçüklere şefkat göster. Böylece büyüdükleri zaman onlardan şefkat görmeye hakkın olsun.
 
95.     Boşuna iddia ve inat etme. Hakikati ara ve sev. Hakikat sevgisi, insan için, sevgilerin en yükseğidir.
96.     Kusurlarını kendin gör, böylece onları tamir ve ikmal edebilirsin.
97.     Muvaffakiyetlerinle / başarılarınla mağrur olma çıkar. Bil ki, gelecekteki muvaffakiyetlerinin en büyük düşmanıdır.
98.     Hayatta cesur ol. Fakat bil ki cesaret gözü kapalı tehlikeye atılmak değildir.
99.     Başkasının kanaat ve akidesine hürmet et. Ta ki başkası da seninkine hürmet etsin.
100.   Kendine yapılmasını istemediğin bir muameleyi başkasına yapma. Ta ki başkası da sana aynı şekilde hareket etmesin.
101.   Kendine iyilik yapılmasını istersen, başkalarına iyilik yap.
102.   İyiliğe karşı iyilik adalettir. İyiliğe karşı kötülük cinayettir. Kötülüğe karşı iyilik ihsandır. Bu da insanlığın en yüksek derecesidir.
103.   Düşenin elinden tut. Ta ki sen de düştüğün zaman tutulacak el bulasın.
104.   Sözlerin tatlı, tavırların zarif olsun. İnsanın kabası, saldırgan köpek gibidir, herkes tarafından taşlanır.
105.   Başkalarından gördüğün kötülük, seni iyilik yapmaktan alıkoymasın.  İyilik ibadettir, kötülük de mahsuplaşmak.
106.   Kibirli olma. Kibirli insan, sarımsak kokan ağız gibidir. Herkesi kendinden uzaklaştırır.
107.   Alçak gönüllü ol. Mütevazı' insan, meyve ağacına benzer. Meyve dalının yere eğilmesi meyvesinin çokluğundandır.
108.   Herkesin imrendiği pırlanta gibi kıymet sahibi ol. Korkma, yerde kalmazsın.
109.   İlim yönünden kendinden üsttekilere, dünyalık yönünden de kendinden alttakilere bak, rahat edersin.
110.   işinde ve sözünde doğruluktan ayrılma. Cenâb-ı Hak, doğruların yardımcısıdır.
111.   Çalış, daima çalış, fakat hırsı bırak. Zira hırs, verimli çalışmanın, sağlık ve saadetin düşmanıdır.
112.   Çalış, fakat aşırı hırslı olma. Aşırı hırslı kimse, ciğer bulaşmış eğeyi yalayan aç kedi gibidir, dilinden akan kanı yalar da bilmez.
113.   Hayatın ve tutacağın yol hakkında tereddüde ve kararsızlığa düşüp de bir ışık aradığın zaman, fikrini ve reyini soracağın kimseyi iyi seç. Düşün ki, isabetsiz bir fikirden hareket ederek verdiğin karardan bütün ömür boyunca pişmanlık duyman mümkündür. Fakat isabetli bir fikirden aldığın ışık da bütün ömrünce yolunu aydınlatır.
114.   Bütün kâinat birbirine sevgi ile bağlanmış,
Sevgini vermesini öğren, çünkü gönlün anlasın ki,
Hepsine yer varmış,
Sevgisiz insandan dünya, unutma ki korkarmış.
115.   Zor, en son aklına gelen olmalıdır. Yaşadığın dünyaya bak: Yüce Allah, hangi eserini sevginin kucağında büyütmemiş? Neden okşamak ve kucaklamakla gidilecek yere tekme ve tokatla erişmeyi arzu edersin?
116.   İçinde sevgi ve anlayış bulunan bir dünya tek bir ailedir.
117.   Seviniz, insan hayatında bundan güzel bir şey yoktur, bu durum sürekli bir mutluluktur.
118.   İnsanları sevmeyi öğrenmek gerçek bir mutluluktur.
119.   İnsanlık ne kadar uğraşırsa uğraşsın, sevip sevilmedikçe; ıstırap ve felâketten kurtulamaz.
120.   İnsanları seven bir kişi, insanları sevmeyen doksan dokuz kişiye bedeldir.
DERLEYEN...MURAT KÜDEN(KESFETKENDİNİ EDİTÖRÜ)
İletişim:[email protected]

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık