::EĞİTMENLER NİÇİN BAŞARILI OLDU?

::EĞİTMENLER NİÇİN BAŞARILI OLDU?

Eğitmen girişimi çok tartışılmıştır. Bir çok çevrede öğretmenliğin saygınlığını yok edeceği, başarılı olamayacakları savunulmuştur. Oysa eğitmenlerden yana olanların bile beklemedikleri bir başarıyla karşılaşılmıştır. Karşı görüşte olanlardan bir çoğu eğitmenlerin çalışmalarını şaşırtıcı bulup övmüşlerdir/*» Bu beklenmedik başarının nedenleri üzerinde durmak ve günümüzde da dersler çıkarmak gerekir:
•  Eğitmen kursları çok ayrıntılı ön hazırlıklardan sonra başlatılmıştır. Önce yurt dışındaki benzer çalışmalar yerinde incelenmiş, eksiklikleri tartışılmıştır.
•  Adaylar gelişigüzel seçilmemiştir. Adayın çalışacağı köylülerle birlikte seçilmiş, doldurulan formlar inceden inceye değerlendirilmiş, gerektiğinde sınav yapılmıştır. Köydeki konumuna, girişimciliğine, köylülerce benimsenme durumuna önem verilmiştir.
• Kursların yeri, program, ders kitabı gibi gereksinmeler için titiz davranılmıştır. Adaylar çalışma koşullarını, ne istediklerini, eğlencelerini, okuyacakları kitapları demokratik yöntemlerle kendileri yaratmışlardır.
 •  Kurs görevlileri çok iyi seçilmiş, seçilenler makam için değil görev için koşmuşlardır. Milli eğitim müdürlüğü, müfettişlik gibi rahat görevler bırakılmış, zor koşullardaki kurslarda gece-gündüz denilmeden çalışmadan öte savaşılmıştır. Eğitmen adayları da bu savaşa ayak uydurmuş, olağandışı başarılar sergilemiştir.
• Adaylara ve eğitmen olanlara büyük değer verilmiştir. Adayla müdür, şef gerektiğinde aynı karavanadan yemek yemiş, birlikte tırnaklarıyla tuğla dökmüşler, binalar dikmişlerdir. Ne zaman gereksinseler, genel müdürleri yanı başlarında olmuştur.
• Özveri ve imece temel ilkeleri olmuştur. Kendi aralarında, öğrencilerle, köylülerle sürekli olarak bu ilke doğrultusunda çalışmışlardır. İkinci Dünya Savaşı sırasında askere alman bazı eğitmenlerin görevleri, komşu köylerin eğitmenleri tarafından imece ile yürütülmüş, eksiklikleri hissettirilmemiştir. Böylesi bir ruhla çalışanlardan başarısızlık beklenebilir mi?
•  Özel bir denetleme düzeni kurulmuştur. Kurslardaki 8-10 eğitmeni yetiştiren öğretmenler gezici başöğretmen olarak atanmış ve görev sırasında da yetiştirme sürmüştür. Ayrıca kursu yöneten eğitimci de on kadar grubun müfettişi olmuştur.
•  Eğitmenler öğrencilerini, onların ana-babalarını, köydeki durumlarını, yeteneklerini çok iyi tanıyorlardı. Bu ön bilgi çok işlerine yaramış, her öğrenciyi kişisel durumlarına göre değerlendirmişlerdir.
• Köylülüğün kazandırdığı, dayanıklılık, doğa savaşçılığı, özveri, işbirliği yapma özellikleri çok iyi değerlendirilmiştir. Bu özellikler üzerine üretici iş okulu ilkeleri çok rahatlıkla uygulanmıştır. Okullar, yaşamın bir parçası olmuş, ezberci eğitimden uzak durulmuş, "öğrenmeyi öğrenmek" doğallıkla kazandırılmıştır.
• Eğitmen uygulaması, Kurtuluş Savaşı'ndan kısa süre sonra başlatılmıştır. Haksız bir işgali yaşamanın direnci ve hıncı, güçlenme hırsı, Atatürk'ün kazandırdığı çağdaşlaşma isteği benliğimizi sarmıştı. Böylesi bir hırs ve istek eğitbilim kurallarının üstünde bir başarı dürtüşüdür.
•  Eğitmenlere çok güzel hazırlanmış ders kitapları ve kılavuzlar verilmiştir. Ders kitaplarındaki yazıların pek çoğu, kurslarda eğitmenlerin ürettiği yazılardan seçilmiş ve köy gerçekleriyle gereksinmelerini iyi yansıtmıştır. Kılavuzlar ise günümüzde gelişmiş ülkelerde kullanılan öğretmen el kitaplarının benzeri, hatta daha kullanışlı biçimidir. Eğitmenler, kılavuzların kendilerine öğretmenlik yaptığını, kılavuzlarla öğretmen olduklarını söylerler.
•  Projenin mimarı hem bilgili, hem çalışkandır. Uygulama yerlerini, uygulayıcı köylüleri çok iyi tanıyordu. İşine baş koymuştu. Bu mimar Tonguç'tu. On yıl içinde 61 il, 305 ilçe, 9150 köy gezmişti. Yalnızca gezmemiş, sorunları tanımış, tartışmış, güç kazanmıştı. Böyle bir mimar ve onun projeleri başarı getirir.
Sonuç olarak eğitmen girişimine "BAŞARACAĞIZ" diye başlanmış ve BAŞARILMIŞTIR.
DERLEYEN...EDİTÖR
İletişim:[email protected]


Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık