Feng Shui Felsefesi
Kadim yerleştirme sanatı Feng Shui'nin büyüleyici
dünyasına hoşgeldiniz.
Evrende ve doğada uyum ve dengenin sürdürülmeği
feng shui'nin temel amacıdır. Bu uzun boylu bir düzen gibi
görünebilir, ama o kesinlikle bizim kontrolümüzdedir; insanların çevreyle ilişkileri ve doğaya saygı göstermeleri feng
shui açısından çok büyük bir önem taşır. İnsanlar, yerküre
ve evren, bunların hepsi de kozmik enerji (chi) vasıtasıyla
karşılıklı bir ilişki içindedir. Meseleyi çok basitçe koyarsak,
hiçbir şey, bir başka şeye bağlı olmadan meydana gelmez.
Bu yüzyıllar boyunca, Batı uygarlığının,"Geldim, gördüm,
yendim," felsefesine karşıt bir biçimde Doğu'nun yolu olagelmiştir.
Feng shui aleminde, insanlığın ve dünyanın yaşadığı
ıstıraplar ve felaketler biz insanların evrenin yasalarına
saygı göstermememizin ve gezegenimizi koruyup gözetemememizin direkt sonucu olarak görülebilir. Bugün ozon tabakasını tüketmemizin, yağmur ormanlarım katletmemizin,
okyanusları ve havayı kirletmemizin ve toprakta aşın derecede kimyasal madde kullanmamızın sonucunda Dünya Ana
'nin bize birçok doğal felaketle misilleme yapmasma hiç şaşırmamak gerekir.
Feng shui'nin kökeni kadim Çin'e dayanır; bu ülkede
ölmüş ataların ruhlarının yaşayan torunlarına yardım edebileceklerine inanılırdı, bu yüzden Çinli aileler için atalarına
en iyi mezar yerlerini bularak onları onurlandırmak çok
önemliydi. Tapınakların, evlerin ve iş yerlerinin yerleri ve
konumları da -iyi şans, sağlık ve zenginlik çekebilmek üzere-
toprağın enerjileriyle uyum içine girecek şekilde dikkatle
saptanırdı. Çinliler dünyanın dört bir yanında toplumlar kurarken de kasabaların ve kentlerin sokaktan bu prensiplere
göre planlanmıştır.
Feng shui sanatı Çinli toplumlarda yüzyıllardan beri
uygulanırken, artık Batı'da da hızla rağbet görüp yaygınlaşmaktadır. Birçok Batılı -belki 80'li yılların aşırı tüketimine
ve teknolojinin yaşamlarım aşın derecede işgal etmesine bir
tepki olarak- kendisine doğal ve doğru gelene dönme çabasıyla feng shui sanatım uygulamaktadır. Çevresel sorunlara,
sağlık konusuna, alternatif şifaya ve ev bahçeciliğine karşı
giderek büyüyen ilgi de aynı yönelimin göstergesidir. Feng
shui bu değişim, karmaşa ve gerilim çağında huzur ve sükun
sağlayarak "uygarlığın bir panzehiri" olabilir.
Feng shui uygulamak sezgisel yaşama bir dönüştür: sizin doğru olduğunu hissettiğiniz, size doğru gelen şey doğrudur, dikkat gösterilmesi gereken şey sizin dikkatiniz! çekecektir. Çevremizdeki dünyayla denge içine girerek yaşamımızı isteklerimize ve hedeflerimize doğru yönlendirebiliriz.
Teknolojinin ve hızlı bir yaşam tarzının bizi tehlikeli bir biçimde yönetir olduğu bir çağda çevremizi "fethetmekten" çok,
onu anlayarak yaşamımızın kortrolünü yeniden ele geçirebiliriz.
Bu konuda şöyle birkaç örnek verebilirim:
îş yerimdeki tuzlu-su akvaryumunda bir su pompası aylardır çalışmıyordu. En sonunda, boş olduğum bir sabah
onun içindeki kristalize olmuş tuzu temizledim, motorun
içindeki mıknatısı değiştirdim ve o güçlü bir biçimde yeniden
çalışmaya başladı, su kabarcıkları tüm tankı kapladı. Günün
geri kalan kısmım iş yerimin dışında geçirdim, oraya geri
döndüğümde tele-sekreterimde on mesaj vardı ve bunların
bir kısmı benimle görüşme yapmak isteyen gazetecilerin mesajları, bir kısmı da benim kültürler-arası danışmanlığımla
ilgili yeni iş teklifleriydi. Hızla deveran eden su (su zenginlik
ve işte başarıyı temsil eder) hayatınım bu veçhelerim faaliyete geçirmişti. Akvaryumumun sorunlarına ilgi göstererek -ki o da kendi basma bir mini doğal çevredir- iş yaşamımda
da bir atılım yapmıştım.
Portlandlı bir kadın, komşularının sürekli bağıran çocuklarından ve havlayan köpeğinden çok rahatsız oluyordu.
O benim seminerlerimden birinden bir şanslı sekizgen ayna
satın aldı ve onu evinin dış duvarına, gürültücü komşularına
yönelik bir biçimde yerleştirdi. Bir gün içinde kadını rahatsız eden gürültü kesildi, ama daha da şaşırtıcı olan bana birkaç ay sonra verdiği haberdi: On sekiz yıldır yaşadığı Portland'dan asla ayrılmayacağına yemin etmiş olan gürültücü
komşu evini satıp bu kentten ayrılacağını bildirmişti. Ayna,
onlardan gelen olumsuz enerjiyi onlara geri yansıtmıştı.
Seminerlerime katılan orta yaşlı bir kadın ise miras
olarak devraldığı evin adeta kendisin! öldürmeye çalıştığım
iddia ediyordu, kadıncağız bu eve taşındığından beri üst üste
kazalar geçirmişti. Ona evini feng shui prensiplerine uygun
renklere boyamasını, böylece evi bulunduğu yerle denge içine sokmasını önerdim. Beş ay sonra onun yaşadığı kente gittiğimde beni görmeye geldi ve feng shui uygulamasını anlattı: "Komşularını bir araya gelip, beş para almadan benim
evimi boyadılar. Şimdi eve her girdiğimde yirmi yedi çift kolun beni kucakladığım hissediyorum." Artık sadece evi bulunduğu yere daha iyi uyum sağlamakla kalmamış, komşularının cömertliği de onun kendisin! sıcak bir yuvada hissetmesine yardımcı olmuştu.
Bir başka kadın müşterim de bana işinin dört ay önce
aniden bir durma noktasına geldiğim ve şimdi onu yeniden
canlandırmak istediğin! söylemişti. Dahası, o sosyal yaşamını da canlandırmak ve bir erkekle iyi bir ilişki kurmak istiyordu. Onun evine gidip bir süre evi feng shui açısından inceledim ve bu sırada, oturma odasında duran ve ön kapıdan
giriş çıkışı zorlaştıran yıpranmış bir koltuk dikkatim! çekti.
Kadın, seri cinayetler işleyen bir katili konu alan bir filmde
kullanılmış olan bu koltuğu dört ay önce satın almıştı. Kendisine, bu koltuğun ölümü simgeleyen bir olumsuz enerjiye
sahip olduğunu ve bunun onun hem iş hem de özel yaşamım
etkilediğim açıkladım. Bu koltuğun o evden gitmesi gerekiyordu. Birlikte o koltuğu evden dışarı çıkardık. Koltuk kapıdan çıktıktan hemen sonra kadının telefonu çaldı. Arayan,
uzaktan tanıyıp beğendiği bir erkekli ve bu insan onunla çıkmak istediğim söylemek üzere aramıştı. Bunu yapmayı ne
zamandır istiyordu ama nedense bir şey onu hep engellemişti ve az önce birden onu arayacak cesareti bulmuştu.
Daha sonra kadın beni arayıp gelişmeleri bildirdi: "Koltuk evden gideli haftalar oldu ve tüm evim, oturma odasına
her girdiğimde bana çok parlak ve farklı geliyor. İşim de tekrar canlandı ve hızla gelişiyor ve sosyal olarak hiç olmadığım
kadar meşgulüm." Müşterim o koltuğu dışarı çıkararak sadece olumsuz enerjiyi uzaklaştırmakla kalmamış, ön kapının da önünü açarak enerjinin eve daha çok girmesini sağlamış ve böylece hayatım birçok başarıya açmışta.
Feng shui, Çinli yetişme tarzımın daima bir parçası olagelmiştir. (Ben Tayvan ve Yeni Zelanda'da büyüdüm ve yazları Hong Kong'da geçirdim). Merak ve ömür boyu süren bir
bilgi edinme sevgisi beni bu konuyu daha çok araştırmaya
yöneltti ve sonuçta feng shui konusunda değişik uygulamalar, konuya farklı yaklaşan kitaplar, öğretmenler ve okullar
olduğunu gördüm. Kirşten Lagatree'nin bu kitapta sunduğu ve benim kendi deneyimim, öğrenimim ve sezgim sonucunda
geliştirdiğim şey birkaç okulun unsurlarım birleştiren bir
pratik feng shui yöntemidir. Burada çeşitli sistem ve kaynakların en akılcı unsurlarım derleyen, bu unsurları birleştiren bir yaklaşım söz konusudur. Bu pratik feng shui yönteminin hem benim hem de müşterilerimin yaşamlarındaki
başarılı sonuçlarım gördüm, onun yaşamımıza getirdiği bir-
çok olumlu gelişmeye, bu konudaki etkisine kuvvetle tanıklık edebilirim. Eşyayı ve aksesuarları düzenlerken -renkler,
sayılar, hayvan simgeleri ve ana unsurlar gibi- geleneksel
feng shui gereçlerinin kullanılması hem ev hem iş ortamım
uyum içine sokmanıza yardımcı olur ve feng shui prensiplerim kullanarak odaları yeniden düzenlemek, enerjinin değişimi kolaylaştıracak biçimde akmasını sağlar.
Ralph Waldo Emerson'un dediği gibi, "Güç vermeyen
hiçbir bilgi yoktur." Bilgi güçtür. Feng shui'yi öğrenmeniz
sizi güçlendirip yaşamınızda olumlu değişiklikler yapmanızı
sağlayacaktır. Kirşten Lagatree, çok okunaklı, sade ve hepsinden önemlisi de, kadim feng shui sanatım öğrenip kullanmanızı sağlayacak çok pratik bir rehber-kitap sunmaktadır.
Onun önünüzde açacağı kapılar sizi gerçekten şaşırtabilir.
ALINTI