Fıkralar ve Hikayeler(Cömert)

CÖMERT Padişah Sultan Süleyman ve sadrazamları avdan hiçbir av avlayamadan geriye dönerken yolda çok acıkırlar. Dağ başında bir evin kapısını çalarlar. Karnınıız çok aç, tanrı misafıri kabul edermisiniz diyerek eve girerler. Evin sahibi fakir, garip köylü Recep, karısı, kızı, oğlu hemen seferber olurlar. Misafırleri ağırlamak için avluda bir koyun kesip, ateşte pişen etleri sultana ve sadrazamlarına ikram ederler. Sultan Süleyman pişen etleri büyük bir iştahla yerken "E bende koyunun böbreğini çok severim" der. Hem etleri yer, hem de garip Recep' e ne iş yaptığını, kaç çocuğu, kaç koyunu olduğunu sorar. Recep'te iki çocuğu, 7 koyunu olduğunu söyler. Aradan yarım saat geçer, sofraya sürekli böbrek ızgara gelmeye başlar. Bunları afiyetle yiyen Sultan Süleyman gitmek üzere avluya çıktığında bir de ne görsün 7 tane kesilmiş koyun. Yerde kesilmiş koyunları gören Sultan Süleyman garip Recep'in bütün koyunlarını kendisİne böbrek ikram etmek için kestiğini anlar ve görür. Bu duruma çok duygulanan, üzülen ve kendi kendine kızıp, derin derin düşünen sultan Süleyman üzülerek saraya gelir. O gece sabaha kadar uyuyamaz. Sabahleyin hemen garip Recep'i, saraya çağırttırır. Sadrazamma Recep' e 7 sürü koyun verilmesıni emreder. Sadrazam bu emir karşısında Sultan' a, "Sultanım çok cömert davrandınız, kerimin her bir koyununa karşılık bir sürü verdiniz" dediğinde Sultan, "Ben bu garip çoban kadar gönlü zengin ve cömert değilim. O bana bütün servetini verdi. Bense ona servetiınin binde birini bile ' vermedim. O benden çok daha fazla cömert, çok daha fazla gönlü zengindir" der. Fıkralar ve Hikayeler(Cömert)