Hitabet Örnekleri

Hitabet Örnekleri

 Hitabet, topluluklar önünde güzel ve etkili konuşma sanatı. Kimi insanlar meslekleri gereği küçük veya büyük topluluklara hitap eden konuşmalar yapmak zorunda. Öğretmenler, din adamları, siyasetçiler bunların başlıcalarıdır. Günümüzde bu çerçeve daha da genişlemiştir. Her alanda bilimsel, tartışmalı toplantılar, açık oturumlar düzenleniyor, konferanslar veriliyor. Televizyonun ve öteki kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve sayılarının artması topluluklara yönelik konuşmalara yeni boyutlar kazandırmıştır.

Nutku hazırlayan konuyu planlı bir şekilde hazırlamalıdır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Konuşma sırasında ise yazılı metni yanında bulundurmalı; fakat konuşma sırasında kâğıda fazla bakmamalıdır. Konusuna iyi hazırlanan hatip kağıda göz ucuyla baktığı zaman konuşmasını hatasız yapacaktır.

İçten konuşma yapmak kolay değildir. Büyük hatiplerin bile daha önceden konusunu hazırladıkları ve yanlarındaki küçük notlarından faydalandıkları ve o andaki konunun ahengine göre konuşmalarını değiştirdikleri görülmüştür. Bu yüzden hatip, konuşma sırasında her zaman metne bağlı kalmayabilir. Nutkun giriş cümlesi toplumun dikkatini çekecek türden olmalıdır.

Hatta ilk cümleler şiirsel bir üslupta olabilir. Düşüncelerin planı iyi yapılmalı ve kullanılacak üslup iyi seçilmelidir.

Dinleyicinin tansiyonunu yükseltecek fikirlerle sorulu cevaplı cümlelerle sonuç bölümüne geçiş sağlanır. Sonuç bölümünde ise işlenen konunun önemi ve toplumdaki tesirleri kesin ve etkili bir dil ile anlatılır. Hatip işleyeceği konuyu çok iyi savunabilmelidir. Bunun için de konuşma sanatının inceliklerini ve toplum psikolojisini çok iyi bilmelidir. Seçtiği kelimeleri ve kurduğu cümleleri en tesirli şekilde kullanmalıdır. Ses tonu, jest ve mimikler konuşmasının akışına uygun olmalıdır.

HİTABETE İLK ADIM

"Bir fıçının çatlak olup olmadığı nasıl çıkardığı sesten anlaşılırsa, insanların da akıllı mı yoksa ahmak mı oldukları ağızlarından çıkan kelimelerle anlaşılır." diyen dünyanın gelmiş geçmiş en büyük hatiplerinden olan Demosten bir kekemeydi. O, bırakınız hatipliği, normal konuşabileceğine dahi inanmıyordu. Fakat ağzına aldığı birkaç taşla haftalarca alıştırma yaptı. Önce hitabetin inceliklerini öğrendi. Sonra uygulamaya koyuldu. Sırf hitabetten kazandığı paranın haddi hesabı olmadı.

Siz de eğer "Konuşmayı dahi beceremiyorum." diyorsanız, hitabet tam size göre bir iş. Yeter ki biraz sabırlı olun.
Asırlar önce hitabet sanatı üzerine yazılar yazanların isimlerine baktığımızda Sokrates, Plato, Aristo gibi ünlüleri görürüz.
Bir zamanlar batı ve doğu kültürlerinde en çok para kazananlar ve itibar görenler hatiplerdi. Romalı Kuintilyan, tarihçi Tasitis, Fançis Bacon, Arap yarımadasında Fenelope, İslam tarihinde Hz. Ali, Napolyon, Abraham Lincoln, Benjamin Franklin, Atatürk, Churchill gibi kimi yazar ve kimi devlet adamları başarılarını güçlü hatipliklerine borçludurlar.
Örneğin Hz. Ali'nin Iraklılar'a yaptığı konuşma onlara cesaret vermiştir, Abraham Lincoln'ün Kuzey-Güney savaşlarında yaptığı meydan konuşmaları savaşın kaderini etkilemiştir.

Benjamin Franklin'in Paris'teki ve İngiltere'deki etkileyici konuşmaları güçlü ve verimli Amerika Birleşik Devletleri'nin temellerini atmıştır.

Samimi, inançlı ve mert devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, onca kargaşanın içerisinde, vatanın işgal edildiği yıllarda bölge bölge gezip Anadolu insanını Kurtuluş Savaşı'na hazırlaması onun dahi bir hatip olduğunu gösterir.
Milli mücadelede sağdan soldan atılan laflara ve fitnelere cevap yetiştirmeye çalışan ve ömrü "Milletim, ülkem" demekle geçen Atatürk, içte ve dışta bir çok gafil, hain, çıkarcı, solucan ruhlu insanlarla mücadele edip, muzaffer bir komutan olmuştur. Onun, "Efendiler!" diye başlayan ve tüyleri diken diken eden konuşmaları dünyanın her yerinde ayakta alkışlanmıştır. Siz de toplumunuza ve kendinize faydalı olmak istiyorsanız konuşmanın inciliklerini bu kitaptan iyice kavramaya çalışın.

Retorik (Şiirsel, belagat) konuşmaların güçlü olduğu Arap milletleri bir zamanların edebiyat dahileriydi. Bunu, hitabet sanatına borçluydular. Şimdi ise değil edebiyatın, konuşmanın dahi kalmadığı bu toplumlar zilleti yaşamaktadır. Sanatların en güçlüsü olan hitabet sanatı ünlü hatip Kuintilyan'ın Hitabet Müessesesi adlı eserinde yüzyıllar öncesinden dile getirilmiş.

Yazı ve yorumlarıyla belagatın, hitabetin sarsılmaz şahsiyetlerinden biri olan Epiktetos, sıradan bir köleydi. Onun güçlü ve karakterli konuşmaları özgürlüğüne giden yol olmuş, sonraki dönemlerde adı ile çağa damgasını vurmuştur.

Hem Epiktetos, hem de Kuintilyan hitabet sanatında başarılı olacak kişinin karakterli ve iyi insan olması gerektiğinin altını çizmişlerdir. Güçlü devlet adamlarının çoğuna baktığımızda, önderlerin ve liderlerin çoğunu incelediğimizde sağlam karakterli olduklarını görürüz. Bu insanların hepsi de iyi birer hitabetçiydiler.

Kadim tarihlerden bu yana toplulukların liderleri kimlerdi? Bilime damgasını vuranlar kimlerdi? Sosyal ve siyaset alanında en ön saflara kadar çıkanlar kimlerdi? İnsanları arkasından sürükleyenler kimlerdi? Onlar insanları ikna edebilecek güce sahip, sağlam karakterli hatipler değiller miydi? Ünlü müzisyen Beethoven'un Goethe'ye yazdığı mektup, eşsiz hitabet örneği değil midir? Kendisine mektup gönderip, imzasını "toprak sahibi" diye atan bir kompradora Ludwig Beethoven'in cevabı "Akıl sahibi" olmamış mıydı? Bu ondaki eşsiz hitabet örneğini ve zekasını göstermez mi? Aynı şekilde, "Ey Rabbim! Senden başka kimsesi olmayan ben, senden başka her şeyi olana acırım." diyen Konfiçyüs'ün bu sözü, onun hangi özelliğini gösterir?

Bıçak, meyve de keser insan da… Bıçağın insan kesmesi, onun kötü olduğu anlamına gelmez. Çocuk, kadın, yaşlı demeden on binlerce zavallı Yahudi insanını, sırf Yahudi olmalarından dolayı acımasızca katleden Hitler de iyi bir hatipti.
Ama bunun ne önemi var ki?

Hitabet, insanlığa güzel duygular sunmalı; anneye, babaya ve tüm insanlığa sağlık ve selamet aşılamalı. Din, dil ve ırkı gözetmeden yüce Allah'ın kulları olduğumuzu, tüm peygamberlerin de bu uğrunda çilekeş birer hatip olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Francis Bacon, "Hitabet ilmi, fazilet ve iyiliği görünürcesine resimlerle süslemektir." derken, aslında en doğru tarifi yapmıştır.

Yunanistan'ın ünlü büyük hatibi Demosten'in kekeme olduğunu söylemiştik. Kekemeliğini düzeltmek için deniz kıyısına gider, dalgalara karşı ağzına aldığı çakıl taşlarıyla konuşma yaparmış. Dünyanın büyük hatiplerinden meşhur Çiçero, çok çalışarak bu seviyeye geldi.

Amerikalı büyük hatip Bryan, "İyi konuşabilme yeteneği sadece Allah vergisi değildir, çalışmakla da kazanılan bir nimettir." der.

Tüm bu insanlar kürsüye ilk çıktıklarında heyecanlarından titremişler; fakat zamanla dünyanın bir numaralı hatipleri haline gelmişlerdir.

HİTABETTE YAPILMASI GEREKENLER

Bir defa, hitabet sanatı adı üzerinde bir sanattır. Sadece birilerine ait, sadece birilerinin yetenekleri kapsamında bir uygulama değildir, bu sanatı çalışan herkes başarır. Mutlaka ki doğuştan bu yeteneğe sahip insanlar vardır; fakat bu istisnai haller genel geçer kuralın önünde değildir.

Pek çok utangaç insan, bu sanat sayesinde utangaçlıklarını ve şaşkınlıklarını yenmişlerdir. Öyleyse, hitabette yapılmaması gereken şey, "Ben bu işi beceremem." şeklindeki yanlış kanaate kapılmadır.

Yapılamaması gereken durumlardan biri de söz canavarlığından uzak durmaktır. Nedir "söz canavarlığı"?

Kürsü, bir hatibin kişisel menfaatlerinin depreştiği yer değildir. Hitabet sanatında asla olumsuz ve ahlak dışı sözcükler yer almaz. İkna etme ve kabul ettirme becerisini, kötü sözcüklere yüklemek isteyen bir insan aciz insandır.

Böyle bir durum normal bir konuşma olmadığı gibi, hitabet hiç olamaz. Öyleyse daha işin başında argo sözcüklerden ziyade motive edici sözcük hazinesinin artırılması gereki

Ücretsiz ön görüşme yapmak için bizden randevu almanız yeterli olacaktır.

Hitabet eğitimleriyle ilgili detaylı bilgi için:

 Bu Eğitimi Alabileceğiniz Şubelerimiz

Alsancak:
A: Kıbrıs Şehitleri Cad.No:30 K:6 D:11 Alsancak / İZMİR
T:+90(232) 422 59 54 - +90(535) 667 32 24
Karşıyaka:
A:1732 Sokak No: 7 K:1 Karşıyaka / İZMİR
T:+90(232) 369 50 81 - +90(532) 100 11 65
Antalya:
A:Tekelioğlu Cad. No:41 K:3 D:8 Muratpaşa, ANTALYA
T:+90(242) 323 73 15 - +90(505) 445 15 31
Denizli:
A:Mehmetçik Mah. 2576 Sk. No:5 Kat :1 DENİZLİ
T:+90(258) 213 09 99 - +90(532) 100 11 65
Muğla:
A:İsmet Çatak Cad. Özman İşhanı Kat:3 No:8 MUĞLA
T:+90(252) 213 00 98 - +90(532) 100 11 65
Ankara:
A:Kennedy Caddesi, No:23/3 Kavaklıdere / Ankara
T:+90(312) 419 10 21 - +90(532) 207 68 06

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık