İş Yaşamı Ve Tatil Kavramı
Stressiz ve programlı bir şekilde tatile çıkabilmek aslında imkânsız değil. Kontrol edemediğiniz değişkenleri bir tarafa bırakın. İşte size kontrol edebileceğiniz konulara yönelik birkaç ipucu.
Detaylı bir yol haritası bırakın : Yaptığınız işle ilgili tüm önemli kişileri, telefon numaralarını, toplantı notlarını, önemli tarihleri bir dosyada toplayın. Gitmenize bir hafta kala, beraber çalıştığınız kişileri ilerlediğiniz tüm konularda güncel bilgiye sahip olmaları için sürekli bilgilendirin. Bu bilgilere başkalarının da sahip olması illa ki sizin 'gereksizliğinize' işaret etmez; daha çok sizin 'organizasyon yeteneğinize' ve mentor modeli ilişki geliştirdiğinizi gösterir.
Uygun zamanı kovalayın: Eğer şirketiniz yaz aylarında daha fazla yoğunsa, kış aylarında da aynı etkinlikte bir tatili yapmanız mümkün. Önemli olan daha az yoğun bir dönemde muhakkak bir ara vermek ve kendinizi yenilemek. Şirketinizin önemli bir projesinin önüne veya arkasına gelen bir tarihe tatil almayı zorlamak sadece mantıksızlık.
İş sizi değil, siz işi yönetin: Eğer işle bir şekilde bağlantınız olması gerekli ise, tamamen inzivaya çekilmek ve ulaşılmaz olmayı denemek yerine, sizin üzerinizde de daha az stres yaratacak ara bir çözüm uygulayın. İş arkadaşlarınıza, çalışanlarınıza veya müdürünüze, tatiliniz süresince nasıl temas kuracağınıza yönelik bir takvim sunun. Mesela, iki günde bir ben sizi arayacağım veya üç günde bir maillerime bakacağım gibi.
Eğer patronsanız rol modeli olun: Üzüm üzüme bakarak kararıyor maalesef. Eğer patronunuz tatiller süresince sürekli ofisle temasta olan bir kişi ise alternatif bir davranış geliştirmenizin olasılığı oldukça küçük. O yüzden yönetici konumunda iseniz, lütfen, tatile çıkıp işi arkanızda bırakarak çalışanlarınıza örnek olmaya çalışın. Tatilde bile çalışarak göz boyama dönemi geçeli çok oldu. Şimdi maharet tatillerde çalışmadan işleri aksatmamakta!
360 günün 340 günü işe odaklı iken araya 15 gün, hatta 5 gün girdiğinde bütün zihnin işten soyutlanması biyolojik olarak da mümkün değil sanırım; bu nedenle tatilde işten kopmak kolay olmuyor. Ayrıca organizasyonlarda kişiye bağımlılık çok yüksek. Tatile çıkacak kişi yetkilerini paylaşmadığı için ya da onun işini yapabilen yeterli sayıda insan olmadığı için sorumlulukları ve yetkileriyle beraber izne gidiyor.
Tatil sonuçta kişinin hem fiziksel hem duygusal dinlenmesini sağlamalı. İşten kopamadığınız zaman verimli, sağlıklı dinlenme mümkün olmuyor ve bu da doğal olarak işe yansıyor; kişi yorucu tempoya dinlenememiş olarak giriyor. Bu da uzun vadede işten soğumaya, kopmaya neden olabilir. Düzenli bir çalışma hayatı, düzenli bir dinlenme planıyla sağlanabiliyor. İş-özel yaşam dengesini kurmanın başında aslında tatile doğru zamanda, doğru şekilde çıkmak geliyor.
Ayrıca yıllık izin planını tüm yıla yaymak, kişilerin yaz aylarında olduğu kadar kış aylarında da kendilerine vakit ayırmalarını ve şirketlerin de bu konuda düzenleyici olmalarını sağlamak izin planlamasını rahatlatacaktır.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki ben hayata bir bütün olarak bakıyorum; yani iş yaşamı ayrı, özel yaşam ayrı gibi kesin çizgilerle yaşamı ikiye bölmüyorum. Her iki ortamın birbirini etkilediğini, beslediğini, pekiştirdiğini düşünüyorum. Önemli olan bu bütünlük içinde öncelik ve odağı kendi hür irademiz ve inisiyatifimizle yaşayabilmek. Dönem dönem normal rutinin dışına çıkmak, ara vermek, tatil yapmak kişinin zihinsel ve fiziksel dinlenmesini sağladığı gibi motivasyon da kazandırıyor. İzin kullanarak işe ara vermek ve zihinsel olarak dinlenmek farklı bakış açısı kazanmaya, düşünme fırsatı bulmadığımız konuları düşünmeye, dönem dönem zihnin daha yaratıcı yaklaşımlar sergilemesine katkı sağlayabiliyor. Bu sebeple sektörün dinamiği gereği toplu olmasa da, çalışanların yıllık izinlerinin tamamını kullanmasını ve işten koparak izin yapmalarını destekliyoruz. Yine bu bağlamda bu sene başladığımız 'Esnek Çalışma Saati' uygulaması da çalışanların, işlerinin durumuna göre, çalışma saati başlangıcını ve bitişini belirleyebilmelerini sağlıyor.
DERLEYEN....DRPİST