Kendine Güvenmenin Yolları

Kendine Güvenmenin Yolları

 KENDİNE GÜVENMEK
Madem kendinize güvenmek istiyorsunuz size güven verecek tedbirleri almalısınız. AKLINIZDA HEP ŞU OLMALI BU İŞİ BAŞARABİLİRİM BAŞARANLARIN BENDEN FARKI NE HANGİ ÇALIŞMAYI YAPMIŞLAR O ÇALIŞMALARI YAPARAK BAŞARABİLİRSİNİZ Bunun da başında iyi bir hazırlık gelir. Hazırlık kanaatlerimizin, düşüncelerimizin, hükümlerimizin derlenip toparlanmasıdır. His ve fikir dünyamızın ürünleri deniz dibindeki çakıllar gibi daima derinlerde dururlar. Hazırlanmak bu derinlere dalıp çakılları çıkarmak, temizlemek cilalamak ve tasnif etmektir.
Bu çalışmalar sonunda ortaya çıkacak en kıymetli eser içimizden doğup gelen eserdir. İrademiz dahilindeki davranışlarımızı denetleyerek irademiz dışındaki davranışlarımızı düzenleyebiliriz.
Şahsiyetimize bir şey katmayan davranış, şahsiyetimizden mutlaka bir şey eksiltir. Enerjinizi bağlayabilecek bütün engellerden sıyrılmış olmalısınız. Canlı olmalısınız. Sabah kalktığınızda yeni bir güne başlamanın heyecanını hissetmelisiniz. İşte bu insana enerji verir.
Düzensiz bilgi düşünce dengesini bozar. Plansız çalışma yapılamaz. AMCIN ARDINDA EĞER PLANINIZ VAR İSE İŞİNİZİN ÇOĞU BİTTİ DEMEKTİR TEK KALAN İRADE SAVAŞINIZDIR İYİ BİR SAVAŞÇI OLUP PLANINIZA UYUN VE SONUCU GÖRÜN  Çalışma amacı olan bir seyahattir. Gelişigüzel bir şehir turu değildir. Nereye gideceğini bilmeyen adam olduğu yerde kalır veya dolaşıp dolaşıp başladığı yere geri döner. İnsanın aklı bir bahçeye benzetilebilir. O bahçe tanzim edilir, o bahçeye bakılırsa orada güzel ve faydalı bitkiler yeşerir. Kendi haline bırakılırsa ortalığı yabani otlar kaplar. İnsan bahçıvan gibi aklını tanzim etmekle yükümlüdür. Bunu yapan sonunda ruhunun da bahçıvanı olduğunu keşfeder. İnsanın başarısı, gayretinin başına kondurulmuş bir taç, düşüncelerinin boynuna geçirilmiş bir çelenktir. İnsan hayatında yalnız, emek ve emeğin neticeleri vardır. Neticenin gücü emeğin ölçüsündedir.
Şans yoktur her kuvvet emek mahsulüdür. Hayat bir mücadeledir. Aynı şekilde içinde bulunduğumuz her saniyenin sınavı da bir mücadeledir. Bu mücadelede dövüşenler kazanırlar. Bu şartları beğenmeyebiliriz, onları değiştirmek elimizde değildir zaten. Ancak cesaretli olanlar mücadeleyi kazanacaklardır. Cesaretinizi unutup dövüş sahnesine çıkarsanız, her hamlede mağlup olursunuz ve sahneden eliniz boş inersiniz. Kazanmayı çok istersek çalışır, çalışınca da başarırız. Çalışmaya başladığımızda geri dönüşün tüm yollarını kapamalıyız. Çünkü geri dönmeme kararı her işte başarı için ilk şarttır. Neşeliymiş gibi davranırsak neşeli, korktuğumuz halde cesurmuş gibi davranırsak cesur olabiliriz. Korkularımızdan kaçmak yerine onların üzerine gitmeliyiz.
MADEM YÜZMEK İSTİYORSUNUZ ÖYLEYSE SUYA GİRMELİSİNİZ, TARLADA YÜZME ÖĞRENEMEZSİNİZ. Korkuyu bilgisizlik ve bilgisizliğin verdiği tereddüt doğurur. (Robinson) BAŞRILI OLMAK İSTEDEĞİNİZ İŞ ÜZERİNDE  DEFALARCA ÇALIŞMA YAPMALISINIZ. SAHNEDEN KORKUYORSANIZ İYİ BİR KONUŞMACI OLAMAZSINIZ. İYİ KONUŞMACI OLMAK İÇİN SAHNEYE ÇIKMAK YETERLİ İLK DENEME BUDUR UNUTMAYIN HERKESDE BELLİ KORKULAR VARDIR MÜHİM OLAN O KORKULARIN ÜZERİNE GİDEBİLMEKTİR.
Ne yapacağımızı bilmemek bizi dağıtır perişan eder. Ancak tecrübeler bizi korkumuzdan uzaklaştırır. Arzularınızın gücünü görebilseydim adımlarınızın hızını söyleyebilirdim. Çünkü alacağınız mesafe yolun başındaki azminize bağlıdır. El attığı işin peşini bırakmayan ve bütün gücüyle o işi takip en birisini iç kimse engelleyemez. Kendine güven kazanmanızın en mükemmel yolu başarısızlığa imkan vermeyecek kadar iyi hazırlanmaktır. En büyük ilham çalışmaktır. Karşımızdakinin ne düşündüğünü bilseydik, ne olduğunu da bilirdik.
BİZİ BİZ YAPAN DÜŞÜNCELERİMİZ VE SEÇİMLERİMİZDİR HANGİ YÖNDE KULLANIYORSUNUZ? Yaşamımızı belirleyen ruhsal yapımızdır. Hepimizin uğraşmak zorunda olduğu en büyük ve aslında tek sorun; doğru düşünceleri seçmektir. Eğer bunu yapabilirsek bütün sorunlarımızı çözme yolunda adımlar atarız.
Size kendinizden başka hiç kimse kurtuluş getirmez Biz nesnelere ve çevremizdeki kişilere karşı düşüncelerimizi değiştirirsek, nesneler ve kişiler de bize karşı davranışlarını değiştirirler. Düşüncelerimizde köklü değişiklikler yapınca yaşamımızın somut olanaklarının da değiştiğini şaşırarak görürüz. SİZ ÇALIŞMAZSANIZ İNANIN SİZİN İÇİN HİÇBİR KİMSE YARDICI OLMAZ HERŞEYİMİZİ BİLEN ALLAH BİLE ÇALIŞMAMIZI SÖYLEMİŞTİR  Biz istediklerimizi değil olanaklar çerçevesinde elde edebildiklerimizi kazanırız. Kendi benliğimizle sonumuzu belirlemeyi başarabiliriz.
Yalnız bugün için şöyle düşünürsek:
     -Mutlu olacağım ve elimdekilere şükredeceğim
     -tüm olanlara uyum sağlayacağım
     -her şeyi kendi isteklerime uygun hale getirmeye çalışmayacağım ama hedefimden şaşmayacağım
     –siz ortama uymayı düşünmeyin her zaman ortamı kendi planlarınıza uydurmayı düşünün tüm yolları kullanarak “en defa deneme yöntemi”hem eğlenin hem de hedefinize ulaşın ailemi, görevimi, kaderimi olduğu gibi kabul edeceğim
     -bedenimle ilgileneceğim, düzenli besleneceğim.
     -zekamı güçlendireceğim, yararlı şeyler öğrenip çalışma, düşünme ve dikkat isteyen şeyler okuyacağım.
     -birilerine iyilik yapacağım
     -güler yüzlü olacağım öncelikle iyi görünecek ve iyi hareket edeceğim
     -kusur aramayacak, başkası hakkında kötü konuşmayacağım
     -yaşamımın bütün sorunlarını değil yalnız bugünü ilgilendirenlerini düşüneceğim
     elime geçen fırsatları en iyi biçimde değerlendirmeye çalışacağım
     programlı ve planlı hareket edecek, unutabileceklerimi  küçük kağıtlara not alacağım ve bunları arada bir bakabilmek için yanımda bulunduracağım yada çalışma odamın güzel yerlerine asacağım.
     En fazla bir saati mi dinlenmeye ve tefekküre ayıracağım diye düşünürsek bugünümüzü karlı bitiririz.
     Bencil insanlar sizden yararlanmaya kalkarsa onlarla ilginizi kesin ama onlardan intikam almaya .çalışmayın. Aksi halde onu yaraladığınızdan daha fazla kendiniz yaralanırsınız.
     Asıl görevimiz uzaktaki belirsiz şeylerle uğraşmak değil, elimizdeki belli olanla ilgilenmektir
     Kendinize bir olayın sonucu hakkında en kötü olasılık nedir diye sorun. Gerekirse bu en kötü olasılığa hazırlanın. Sonra sakince zararı azaltmanın yollarını arayın.
     İnsan olayı ve olayın özelliklerini tarafsız olarak kavramaya çaba gösterirse bilginin ışığında genellikle üzüntüleri kaybolur.
     İnsanın sinirlerini yıpratıp cehenneme çeviren şey sorunlar karşısında kararsız kalmaktır, kesin bir karara vardığımda üzüntümün yarısının yok olduğunu gördüm yüzde kırkı da kararı uygulamaya başladığım anda yok oluyordu.
     üzüntümün yarısı sorunu yeterince anlamadan çözmeye çalışmaktan kaynaklanır. Sorunu önce anlamak sonra çözüm yolları aramak ve üretmek son iş çözüme ulaşmak
     Söğüt gibi eğilin meşe gibi direnmeyin. Yani zorluklara katlanın eğilin Direnirseniz kırılmayı ve yıpranmayı kabullenmiş olursunuz.
     Asıl hedefinizi bilin ve bundan hiçbir zaman taviz vermeyin.
     İdeal insan başkalarına iyilik yapmaktan sevinç duyar ama kendisine yapılan iyiliği de unutmaz. Vermek büyüklük almak ise küçüklük işaretidir.
     Nankörlükten rahatsız olmayın ona karşı hazırlıklı olun.
     Osmanlı Devletinin Tarihine Baktığımızda Tüm Milletlere Hep Yardım Ettiğini Göreceğiz O Halde Bile En Sonunda Nankörlük Görmüştür.  
     Anımsayalım ki mutluluğu bulmanın tek yolu minnettarlık beklememek ve yalnızca vermekten sevinç duymaktır.
     Anımsayalım ki minnettarlık ekilip biçilen bir olgudur.
     Yaşamdaki en önemli şey kazanmak değildir. Bunu her insan yapabilir. Asıl önemli olan kayıplarımızdan neler kazanabileceğimizdir. Bu da zeka ister. Bir bilgeyle aptalı ayıran da budur.
     Yaşam bize bir limon verirse ondan limonata yapmaya çalışalım. Eğer insan yaşamından bir tat alacaksa, düşünmeli ve yalnız kendi için değil başkaları için de iyi olacak şeyler yapmanın planını kurmalıyız.
     Hep kendiniz kazanmayı değil siz kazanırsan başkalarının da kazanmasını isteyin başkalarının kaybetmesi size acı verebilir. Bir söz “olgun insan ve gerçek dost cehennemden çıkışta ve cennete girişte bile “BUYRUNUZ” DEMESİNE BİLEN KİŞİDİR.” Çünkü kendi için alacağı tat, kendinin başkaları için, başkalarının kendisi için alacağına bağlıdır.
     Her gün birisinin yüzüne mutlu bir gülümseme getirecek bir iyilik yapın. İNSANLARA KARŞI TEBESSÜM GÖSTERMEKLE ÇOK BÜYÜK BİR DEĞER KAZANACAKSINIZ.
     Olumsuz bir durumu olumlu hale getirmek bizim elimizdedir. OLUMLU DÜŞÜNME SAYASİNDE HAYATA BAKIŞ AÇINIZ DEĞİŞECEKTİR VE DAHA KOLAY MUTLU OLACAKSINIZ
     Uyuyamazsanız kalkın uykunuz gelinceye kadar çalışın ve ya okuyun. Unutmayın ki kimse uykusuzluktan ölmemiştir. GÜNDE 6 SAAT UYKUNUN İNSANA YETERLİ OLDUĞUNU VE BAZI İNSANLARIN UYKUSUNUN GÜNLÜK 2–4 SAAT ARASINDA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜN.
     İnsanlarla iletişimde güçlük kişilerde değil, sizin onlarla ilişkinizdedir. Sorun siz ve diğerlerinin birbirini nasıl algıladığı ve birbirinin davranışına ne ölçüde tolerans gösterebildiğidir. Karar verirken sizin veya diğer kişinin tavrının şu üç boyutu nasıl etkileyeceğini düşünün: VERİM, STRES, İNSAN İLİŞKİLERİ
     İnsanları samimi ilgiyle dinleyin, sıcak bir diyalog kurmaya çalışın.
     İNSANLARA DEĞER VERDİĞİNİZİ GÖSTERİN SEVDİĞİNİZ KİŞİLERE SEVGİNİZİ VE ONLARI SEVDİĞİNİZİ BELLİ EDİN  
     GÜNDE EN AZ BİR DOSTUNUZUN SIKINTISINI DİNLEYİN
     Sosyal risklere atılın. SONUNDA DAHA ÇOK VERİM ELDE EDECEKSİNİZ
     Daha duyarlı bir insan olduğunuzda başkalarından değişiklik talep etmenize gerek kalmayabilir. Kendi davranışlarınızdaki değişiklikler onların da size farklı davranmalarını sağlayabilir.
    SEVİLMEYEN HERŞEY MUTLAKA ÇİRKİN VE FENA DEMEK DEĞİLDİR. ÇOCUKLAR OKUMA VE DÜŞÜNMEYİ, İĞNE VE İLCI SEVMEZLER.. AMA, ATEŞ VE YILANLA OYNAMAYA BAYILIRLAR....
    YABANCILAR ÜLKEMİZİN HER TARAFINI DAĞ TAŞ DİDİK DİDİK EDİP, BİZE AİT İLİM, SAN’AT VE KÜLTÜR HAZİNELERİNDEN İSTİFADE EDERKEN; BİZLER, GEÇMİŞİMİZE AİT İLİM VE KÜLTÜR KAYNAKLARINI ARAŞTIRMAZ, OKUMAZ VE OKUYAMAZSAK, OTURUP HALİMİZE AĞLAMAMIZ GEREKİR.
    BİR İNSAN OKUYUP ÖĞRENDİKLERİ NE KADAR ÇOK OLURSA OLSUN, HİÇBİR ZAMAN ONU OKUYUP ÖĞRENMEKTEN ALIKOYMAMALIDIR. GERÇEK İLİM ADAMLARI, DAHA ÇOK SÜREKLİ ARAŞTIRMALARININ YANINDA BİLDİKLERİNİ YETERSİZ BULAN KİMSELER ARASINDAN ÇIKMIŞTIR.
    HER CAHİL İÇİN BİLGİSİZ DEMEK DOĞRU DEĞİLDİR. HAKİKİ CAHİL, DOĞRUYU HİSSETMEKTEN MAHRUM OLANDIR. BÖYLE BİR İNSAN, ÇOK BİLSEDE YİNE CAHİLDİR.
    YAŞAMAK, GÖRÜP BİLMEK, YEYİP İÇMEK DEĞİLDİR. O DUYUP HİSSETMEKTİR. BİLEN FAİDELİ, BİLMEYEN ZARARLIDIR; AZ BİLEN İSE BİLMEYENDEN DAHA ZARARLIDIR. TAM BİLENLERLE, HİÇ BİLMEYENLER NADİREN ALDANSALAR DA ALDATMAZLAR; AZ BİLEN ÇOK  ALDATIR.
    MEKTEPLER GERÇEK MUALLİMLERİN ELİNDE MA’BED HALİNE GETİRİLECEĞİ ANA KADAR, HAPİSANELERİN BOŞALACAĞINI BEKLEMEK BEYHUDEDİR.
    YALANIN, HİLENİN, HIRSIZLIĞIN, İFTİRANIN YAYGINLAŞTIĞI ÜLKELER HARAP; BÖYLE ÜLKELERİN AHALİSİ FAKİR, ASKERLERİDE İHTİLALCİDİR....
    YALANIN REVAÇ BULDUĞU, MEYDANLARIN ONUNLA DOLUP- TAŞTIĞI ZAMAN HAKİKATİN DİLİ KOPARILMIŞ SAYILIR.
    YALAN VE GÖSTERİŞLER GÜRÜLTÜLÜ, HAKİKAT VE SAMİMİYET SESSİZDİR. YILDIRIMLAR GÖKGÜRÜLTÜSÜNDEN EVVEL HEDEFLERİNE VARIRLAR...
    FAZİLET, HALK İÇİNDE MİNDERDE  VEYA YERDE OTURUR.. GURUR MUHTEŞEM KOLTUKLARA BİLE SIĞMAZ. GURUR KUBBE GÖRÜNÜMLÜ, TERSİNE DÖNMÜŞ BİR KUYUYA BENZETİLECEK OLURSA,  FAZİLETİ , UFKA İNMİŞ GİBİ GÖRÜLEN SEMAYA BENZETEBİLİRİZ.
    IŞIĞI KENDİNDEN OLANLARIN ZİYALARI, ZULMETLERLE SÖNDÜRÜLEMEYECEĞİ GİBİ, BAŞKA BİR ZİYA İLE DE MAĞLUP EDİLEMEZ.
    YALNIZ PARASIZLIK DEĞİL , İLİMSİZLİK, DÜŞÜNCESİZLİK, HÜNERSİZLİK DE BİRER FAKİRLİKTİR. BU İTİBARLA İLİMSİZ, FİKİRSİZ, HÜNERSİZ ZENGİNLER DE BİR ÇEŞİT FAKİR SAYILIRLAR.
    SABIR, AĞRILARI DİNDİREN ACI BİR OT GİBİDİR.. HEM CAN YAKAR HEM DE TEDAVİ EDER.
    DERYALAR, DAMLALARDAN MEYDANA GELİR; AMA DAMLANIN DERYALAŞACAĞI ZAMANI KİMSENİN BÜZMEYE GÜCÜ YETMEZ.
    ACELECİNİN HARMANINDA EN ÇOK BULUNAN ŞEY HATADIR.
    ZİRVELERİN YOLU VADİLERDEN BAŞLAR.. TABİİ SABIRLI OLANLAR İÇİN...
    MEŞVERET, SINIRLI AKIL,  SINIRLI DÜŞÜNCEYE SINIRSIZLIK KAZANDIRMANIN YOLUDUR.
    SEN KENDİNİ ANLATMAYI BIRAK SENİ DAVRANIŞLARIN ANLATSIN...!
    “OLGUN İNSAN VE GERÇEK DOST CEHENNEMDEN ÇIKIŞTA VE CENNETE GİRİŞTE BİLE “BUYRUNUZ” DEMESİNİ BİLENDİR”
    HAKİKİ İNSAN ŞARTLAR NE OLURSA OLSUN KENDİ KOVASINA SÜT SAĞARKEN BAŞKALARININ KOVALARINI DA BOŞ BIRAKMAZ.
    SEN TOHUM AT-GİT KİM HASAT EDERSE ETSİN!
    BAŞKALARININ YARDIMINA KOŞMAK, ALLAH’IN İNAYETİNE SUNULMUŞ EN BELİĞ BİR DAVETİYEDİR.
    BİR TEBESSÜMLE DAHİ OLSA KARDEŞİNİ SEVİNDİRMEYİ İHMAL ETME!
    SÜREKLİ ETRAFINA BAĞIRIP ÇAĞIRANLAR ARZULARININ HİLAFINA DOSTLARINI KAÇIRIR, DÜŞMANLARINI DA SEVİNDİRİRLER.
    ŞERRİNDEN ENDİŞE ETTİĞİN KİMSEYİ BİR DE İYİLİKLERİNLE YUMUŞATMAYI DENE!
    AKLLI  İNSAN, ÇEVRESİNİN GÜCÜNÜ DE  KENDİ  HESABINA  KULLANMASINI  BİLENDİR... AKILSIZ VE  BECERİKSİZLER  İSE BU  POTANSİYELİ  KULLANMAK ŞÖYLE  DURSUN, ETRAFLARINI  LEVM  ETMEKLE  TESELLİ  OLURLAR.                                 
    İSTEDİĞİNİ  ALLAH’TAN  İSTEYEN  HİÇBİR ZAMAN  MAHRUM  KALMAZ.
    İLELEBET  ŞAHİKALARDA  KALABİLMİŞ  TEK VARLIK  YOKTUR                                                   
    ÇOK  YUMURTA  VE  CİVCİVLERİNİZ  VARSA  SAKIN  HEPSİNİ  BİR SEPETE  KOYMAYIN!
    TİLKİLERE KÜMES BEKÇİLİĞİ YAPTIRILMAZ.
    HER SARI ALTIN, HER PARLAYAN IŞIK, HER AKAN SU DEĞİLDİR...
    TECRÜBE AKLIN HOCASI, DÜŞÜNCENİN DE REHBERİDİR.
    HAK DOST, DOSTUNU DÜŞEBİLECEĞİ YERDE KOLLAYANDIR;  HER İŞİNDE ONA BAŞ SALLAYAN DEĞİL...
    İNSAN VARDIR ZAMANI KENDİ HESABINA YONTAR, İNSAN VARDIR BİR ÖMÜR BOYU ZAMAN ONU YONTAR.
    ELDEKİ BİR SERÇE ELDE OLMAYAN BİR GÜVERCİNDEN DAHA İYİDİR.
    

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık