Pozitif Psikoloji

Pozitif Psikoloji

Pozitif Psikoloji
 

Son yıllarda psikologların dikkati insanların problemlerine değil, onları mutlu eden şeylere, olumlu düşünme biçimlerine, hoşgörü ve neşeye yönelmiştir. Bir araştırmaya göre, geçtiğimiz 30 yılın psikoloji literatüründe “depresyon” kelimesi içeren yaklaşık 55 bin, “anksiyete” kavramını içeren yaklaşık 42 bin konu bulunmuş buna karşılık “neşe” kelimesi özetlerde sadece 415 kez geçmiş.

Depresyonun bir belirtisi olarak düşünülen olumsuz düşünme biçimi hastalığın kendisi olarak yorumlanmaktadır artık. Bu da demektir ki, düşünce biçimindeki benliğe zarar verici, hayatı karamsarlaştırıcı yapı depresyonun kendisidir.
 
Pozitif psikolojinin önderlerinden Macar Mihaly Csikszentimihaly savaş durumlarında yıkılmış ve yok olmuş ortamlarda bile güçlü kalabilenlerin, trajediyi göğüsleyenlerin, bunu nasıl yapabildiklerine dikkatini yöneltmiş ve pozitif psikolojiyi yaşamımıza sokmamız için bazı yollar önermiştir: Çalışırken ıslık çalın, pembe gözlükler takın, gülüp geçin, veren el olun, kendinizi kontrol etmeye odaklanın gibi sloganlarla zorluklar ve umutsuzluklar karşısında yılmamanın gerekliliğini ve önemini vurgulamaktadır. Bir çoğumuza bu sloganlar yapay ve uygulanamaz gelebilir ancak bir şeyi denemeden o şeyle ilgili olumsuz eleştiri yapmak ta karamsarlığın en başta gelen göstergelerindendir.
 
Beynimizi olumsuz şeylerden uzaklaştırmak ta yeterli değil aynı zamanda dikkati olumlu bir şeye yöneltmek gerekiyor. İyimserler başarısızlıkları felakete dönüştürmediklerinden diğerlerine göre duygusal ve fiziksel stresten daha çabuk kurtulup eski durumlarına dönebiliyorlar. Hacı yatmaz misali her sorun bizi biraz yere serer ancak yerde fazla kalmadan ayağa kalkabilmek iyimserliktir.
 
Olumlu düşünmenin yanı sıra gülmenin de sağlıklı bir mekanizma olduğu tespit edilmiş. Bunun yanı sıra ilişkilerde “veren el” olmanın insanın kendisini iyi hissetmesine yol açtığını ayrıca başkalarının iyi işler yaptığına tanık olanların da bundan olumlu bir biçimde etkilendiği öne sürülmekte. Diğer önemli bir öneri de hayatınızın kontrolünü olabildiğince ele geçirmek yapamadıklarınızla hayıflanmaktansa yapabildiklerinizle övünmek biçiminde. Yaşamınızın kontrolünü ele geçirmek demek diğerlerinin tepkilerini kontrol etmeye çalışmaktansa olaylara yüklediğiniz anlamları ve düşünce tarzınızı kontrol etmek demek. Hem daha az enerji hem daha tanıdığınız biri!
 
Günümüz insanı yapılacak işler listesindeki maddelerle boğuşur durur, hedefine varınca mutlu olacağını düşünür fakat hedefi için çizdiği yolun kalitesini önemsemez, hep bir şeylerin peşinde koşarken kimi zaman neden koştuğunu unutur, yatağa girdiğinde tükenmiştir, sabah ta önündeki günden korkarak uyanır. Bu döngü içerisinde bilinen ve yapılması gereken güzel şeyler ertelenir, yapılmaz, unutulur. Daha sonra da “beni bu hale kim getirdi” der. Bu kişilerin pozitif psikoloji ile ilgilenmelerini tavsiye ederim.
 
 
Derleyen: Oğuz BAL

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık