YGS ve LYS'ye hazırlanırken günde kaç soru çözülmeli

YGS ve LYS'ye hazırlanırken günde kaç soru çözülmeli

 YGS ve LYS’ye hazırlanmak için günde kaç soru çözmeliyim? Bazıları günde en az 500, bazıları ise 1000 soru çözmemiz gerekiyor mu?
Her şeyden önce YGS ve LYS’ye  hazırlanırlen soru çözmek kişiseldir.  herkes YGS ve LYS’ye  hazırlansa bile, YGS ve LYS’ye hazırlanan her bir öğrenci farklı farklı kişiseldir.
Soru çözmeye başlanmadan önce mutlaka konu tekrarı yapılmalıdır. Bilinmeyen konudan soru çözülmemelidir. Bilinmeyen konudan soru çözülürse, yanlışlar çok çıkar. Bu da moral bozukluğuna neden olur. Sonuçta öğrencinin çalışma isteği zedelenebilir.
Sorular süre sınırı konularak çözülmelidir. İlk başlarda soru başına ayrılan süre biraz fazla olabilir. Ancak özelikle ikinci dönemden itibaren bir sorunun bir dakikada çözülebileceği hıza ulaşılmalıdır. Soru başına ayrılan süre, sayısal sorularda biraz fazla; sözel sorularda ise biraz daha az olabilir. Ancak sonuçta bir soru ortalama bir dakikada çözülebilmelidir.
Sorular test test ve bir oturuşta çözülmelidir. Örneğin Türkçe testinden 25 soruluk bir test çözülecekse, bu testin tamamı bitirilmeden soruların başından kalkılmamalıdır. Sonra 5 - 10 dakikalık bir ara verilebilir. Ancak başka bir test çözülmeye başlandığında yine test bitirilmeden soruların başından kalkılmamalıdır. Sınavın çok yaklaştığı zamanlarda, örneğin sınavdan iki ay öncesinden itibaren ise deneme sınavlarına ve "çıkmış sorulara" ağırlık verilmelidir ve deneme sınavları da bir oturuşta çözülmelidir. Çünkü gerçek sınavlarda ara verilmemektedir. Sınavda 120 dakika süre verilmektedir ve bu süre içinde de 100 sorunun çözülmesi istenmektedir. Sınavdan önce özellikle deneme sınavları aracılığı ile bu çalışmalar çokça yapılırsa, sınavda zorluk çekilmeyecektir. Ayrıca, sınavlar en iyi şekilde, "çıkmış sorular" çözülerek tanınabilir.
Soru çözerken başka işle uğraşılmamalıdır. Bilindiği gibi sınavda ne radyo, ne televizyon, ne bilgisayar ne de telefon vardır. Sınavda öğrenci ve sorular baş başadır. Öyleyse sınavdan önce benzer şartlarda soru çözmeye alışılmalıdır. Bu da sınav ortamına benzer ortamlarda soru çözmekle mümkündür. Bu bağlamda dershanelerin, dergilerin, okulların, kurumların  yaptığı deneme sınavlarına girilebilir. LGS'den önce yapılan özel Okullar Sınavı ile DPY sınavına başvurularak gerçek bir sınav tecrübesi kazanılabilir.
Sorular tamamen bitirilmeden cevap anahtarı kontrolü yapılmamalıdır. Örneğin 20 sorudan oluşan bir Matematik testi çözülürken soruların hepsi bitirilmeden cevaplar kontrol edilmemelidir. Bilindiği gibi sınavlarda cevap anahtarı kontrolü yapılamamaktadır.Çünkü cevap anahtarları sınavdan önce açıklanmamaktadır. Ancak sınavdan çıkıldıktan sonra böyle bir imkân elde edilebilmektedir. Bu bağlamda, sınavdan önce soru çözülürken bu duruma hazırlanılmalıdır. Ayrıca her sorudan sonra cevap anahtarı kontrolü yapılmasının bazı sakıncaları vardır. Örneğin ilk soru yapıldıktan sonra cevap anahtarına bakıldığında, cevap yanlışsa, moral bozukluğu yaşanabilir. Bu nedenle diğer sorular yapılabilecek olsa bile bazı sorunlarla karşılaşılabilir. Öyleyse böyle bir durumda cevap anahtarı kontrolü en sona bırakılmalıdır.
Soru çözümü bitirildikten sonra mutlaka ama mutlaka bir değerlendirme yapılmalıdır. Değerlendirme sırasında bazı soruların cevapları aranmalıdır. Kaç soru yapıldı? Kaç soru boş bırakıldı? Kaç doğru var? Kaç yanlış var? Doğrular bilerek ve bilinçli bir şekilde mi doğru yapılmış? Bazı sorular rastgele doğru yapıldıysa bu soruların gerçek çözümü nasıl olmalıdır? Yanlışlar neden yapılmış; bilgi eksikliğinden mi, dikkatsizlikten mi, yanlış işaretlemeden mi? Boş bırakılan sorular neden hoş bırakılmış? Bütün bu soruların cevabı arandıktan sonra eğer ortada bir "dikkatsizlik" sorunu varsa "konsantrasyon" konusu üzerinde durulmalıdır. Bilgi eksikliği varsa "konu tekrarı" yapılmalıdır. Hâlâ çözülemeyen ve nedeni anlaşılamayan sorunlar varsa "öğretmenlerden" yardım istenmelidir. Kısacası hiçbir soru, doğru çözümü tamamen öğrenilmeden geçilmemelidir. Her sorunun çözümü mümkünse alternatifli olarak öğrenilmelidir. Bu konuda özellikle "rehber öğretmenlerle" diyalog hâlinde olunmalıdır.
Bu şekilde bir çalışma yöntemi izlenirse günde 100 soru çözmek, yeterli bir çalışma olacaktır. Bir öğrenci bu şekilde bir çalışma stratejisi izlerse zaten günde en fazla 100 soru ancak çözebilir.
Yani bir öğrencinin günde 500 soru çözmesi, hele hele bir günde 1000 soru çözmesi mümkün değildir. Çünkü bir soru yaklaşık bir dakikada çözülür. 500 soru 500 dakika eder. 500 dakika ise tam 8 saat 20 saniye der. Yani bir öğrencinin, hem de yerinden hiç kalkmadan günde 8 saat soru çözmesi bilimsel değildir, mümkün de değildir... Çünkü okula giden bir öğrencinin o kadar boş vakti yoktur. Günde bu kadar soru çözdüğünü söyleyen kişi ya okula gitmiyordur, ya da soru çözmek dışında başka hiçbir iş yapmıyordur, akşama kadar sadece soruyu çözüyordur. Aksi hâlde doğruyu söylemiyordur. Doğru söylüyorsa da çözdüğü soruların ona hiçbir yararı yoktur, sadece soru çözmek için soru çözmüştür. Ailesi ve öğretmenleri de onu gerçekten soru çözmüş zannetsinler diye böyle bir yola başvurmuştur.
Hele hele bir öğrenci günde 1000 soru çözebilir mi? Hangi öğrencinin günde 16 saat boş vakti var? Allah aşkına böyle saçma bir şey olabilir mi? Boş sözler, boş konuşmalar, boş istekler…
Yani, yukarıda belirttiğimiz şekilde günde ortalama 100 soru (ama aksatmadan, düğün bayram demeden her gün) çözebiliyorsanız ne âlâ…
Soru çözümüyle ilgili öğrenci arkadaşlarımızın söyledikleri:
Begüm Okatan (İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ne yerleşti.): Sınava hazırlanırken yaprak testleri verildiği günün akşamında aksatmadan çözmeye, daha sonra eksik kaldığımı hissettiğim konular için ek kaynaklardan bol soru çözmeye gayret ettim. Soru bankalarını elimden geldiğince bitirmeye çalıştım. Fizik 2 sırf formül ezberine dayandığı için formülleri her gece yatmadan önce tekrarladım. Biyolojide dersi dinledikten sonra sorularını hemen çözüp sonra kısa tekrarlar yaptım. İkinci dönemin başından itibaren çıkmış soruları çözmeye başladım ve bence bu en verimli çalışma şekliydi.

Gözde Çörekçioğlu (Koç Üniversitesi Ekonomi bölümüne Başarı Bursu ile yerleşti.): ÖSS’yi çok fazla soru çözerek değil, ama düzenli çalışarak kazandım. Düzenli çalışmam ve moralimin yüksek olması başarı şansımı artırdı.

Cem Dillioğlugil (Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği’ne yerleşti.): Sınava hazırlanırken gördüğüm hiçbir soruyu anlamadan geçmemeye çalıştım. Çözemediğim, anlamadığım soruları öğretmenlerime ve arkadaşlarıma götürüp onlara çözdürdüm. İnsana bilmediğini öğreten hep o ‘’yapamadığı sorular’’ olduğunu düşünürüm.

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık