Hafıza Teknikleri Nedir

Hafıza Teknikleri Nedir

 Hafıza Teknikleri Nedir? Bilinçaltının öğrenme ilkeleri doğrultusunda çok daha kısa sürede daha kalıcı öğrenmeyi ve zihnin çalışma ve algılama kapasitesini arttırmayı sağlayan bir eğitimdir.
Hafıza teknikleri ise ders çalışmayı son derce keyifli ve eğlenceli hale getiren bir beceridir. Öğrenci bir kez çalıştığı konuyu zevk alarak çalışmakta ve defalarca çalışmasına gerek kalmadan kavrayabilmektedir.
Yani hafıza teknikleri hem kısa sürede verimli öğrenmeyi sağlarken hem de öğrenci için psikolojik bir motivasyon kaynağıdır.
Yıllardır süregelen araştırmalara rağmen, halen bey-nimizin gizemi tam olarak çözülmüş değil. Bilim adamları her gün bu konuda birçok teori ileri sürmekteler.
    Örneğin; okumayı gözümüzle değil de, beynimizde yaparsak, dakikada yüz bin kelime okuyacak bir kapasiteye sahip olduğumuz bunlardan biri.
    Ayrıca sürekli beynimizin yüzde kaçını kullandığı-mıza dair de birçok söylenti dolaşmakta ortalıkta. Bir bakıyoruz % 11 ini, bir bakıyoruz % 1 ini, bir bakıyoruz %3 ünü kullanıyormuşuz. İlginç olansa daha bütününü çözemediğimiz bir yapının, kaçta kaçını kullandığımıza dair sonuçlar üretebilmemiz.
    Eğer torbada kaç kilo elma olduğunu bilmiyorsak, nasıl oluyor da yediğimiz miktarın yüzdesini hesap edebiliyoruz?
    Aslında yapmamız gereken hesap da ne kadarını kullandığımız değil, ne kadarını kullanabileceğimiz, daha fazla kullanmak için neler yapabileceğimiz üzerine olmalıdır. Kaçta kaçını kullandığımız değil, mümkün olduğunca çoğunu nasıl kullanabileceğimiz üzerine düşünmek, araştırmak ve teknikler geliştirmek bize fayda sağlayacak olandır.

Beynimin İçinde Ne var?

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, kendilerine bu soruyu daha sıkça sormaya başlayan bilim dünyası; araştırmalarını artırarak bu konuya ağırlık vermeye başladı.
    Yapılan çalışmalar neticesinde bu gizemli yapının ne kadarını kullandığımız netleşmese de, gerçekten karmaşık ve bir o kadar da olağanüstü yeteneklere sahip olduğunu artık biliyoruz.  
    İnsanoğlunun geldiği ve gitmekte olduğu yola bakarsanız aslında bunu kavramak o kadar da zor değil. Bundan elli yıl önce hayal olanlar, bugün gerçekliğimizin ayrılmaz bir parçası.
    İlk bilgisayarlar evimize dahi sığmayacak büyüklükteyken, şimdi onlardan çok daha güçlü ve hızlı olanlarını cebimizde taşıyoruz.
    Cep telefonlarıyla görüntülü iletişim kurmaktan, kredi talebine kadar her şeyi yapıyoruz. Sanal alem ile gerçek alem birbirine o kadar karıştı ki, teknolojinin hızına yetişmek için ne yapacağımızı bile şaşırmış durumdayız.
    Dedelerimiz, babalarımız olanlar karşısında şaşkına dönüp, defalarca kullanma klavuzunu okudukları halde hiçbir şey anlamazken, biz anne karnında eğitim almışız gibi iki düğmeye basıp bitiriyoruz işi. Bir de üstüne üstlük, büyüklerin bunu nasıl çözemediklerine anlam veremiyoruz.
Onlarsa bizim zekamız karşısında gururla, bir tavus kuşu misali kabarıyorlar:
“Bizim oğlan çok zeki maşallah, ben bu DVD’ nin altyazı ayarlarını yapayım diye ders kitabı gibi klavuzu okurken, aldı kumandayı eline başlattı filmi, yapıştırdı altyazıyı. Nerden anladı şaştım kaldım. Ben diyordum zaten televizyonun karşısında saatlerce oturup, boş boş baktığına aldanmayın, bu çocuk zeki diye”  
    Şimdi bu durum size üstünlük sağlıyor gençler ama fazla sürmeyecek saltanatınız. Beyin denen mucidin yapacaklarına sizinde yetişmekte zorlanacağınız zaman gelecek elbet. Onun sınırsızlığının farkına vardıkça, sizinde soluğunuz kesilecek.
    Beynimizle ilgili sorular her geçen gün cevaplanırken, sahip olduğumuz bu muhteşem yapı karşısında heyecanlanmamak mümkün değil. Yaptıklarımız yapacaklarımızın habercisi adeta. Sonu gelmeyecekmiş gibi görünen bir gelişimin ardına takılmış gidiyoruz.
    Nasıl yapıyoruz tüm bunları? Aramızdan çıkan birkaç dahinin yaptıklarının mı sefasını sürüyoruz? Yoksa dahilik sadece toplumsal bir önyargı mı? Bu soruların cevaplarını ilerleyen sayfalarda bulacaksınız, ama önce beynimizin içindeki keşif yolculuğumuza devam edeceğiz.

Sağ – sol Beyin mi? Hani Benim Tek Beynim Vardı?
    
    Rahat olun, kandırılmış değilsiniz. Yıllarca tek beyninizin olduğuna inanıp, şimdi iki tane olduğunu öğrenip sarsılmayacaksınız.
    Gerçekte iki yarım küreden oluşan tek bir beyne sahipsiniz. Beyninizin bu yarımküreleri aralarında iş bölümü yaparak çalışırlar. Her ikisinin de görevleri farklıdır.
    Sol beyin işi matematiksel işlemler, dil, mantık, bilim, analiz iken, sağ beynin işi; hayal gücü, sanat, sezgiler, bütünü görmek, üç boyutlu düşünme, müzik ve sentez üzerine kuruludur.
    Bu ikisini fabrikada çalışan iki işçi gibi düşünebilirsiniz. Sahip oldukları görevler doğrultusunda üretim yaparlar. Dış dünyadan algıladıklarını, fabrikada işler, yorumlar ve size sunarlar.
    Sol beyin kelimler ve sayılar yoluyla çalışır. Sağ beyin ise görüntülerle düşünür. Ayrıca sol beyin bedenin sağ yarısını yönetirken, sağ beyin sol yarıyı yönetir.
    Sol beyni bir bilgisayara, sağ beyni de bir cam küreye benzetebilirsiniz.
    Sol beyin mantıksal analizlerle adım adım çalışırken sağ beyin; hayal etmekte, kurgulamakta ve bütünü algılamaktadır.
    Sonuçta her ikisi de tek bir fabrika da çalışan işçilerdir ve o fabrikaya yaptığınız yatırım ölçüsünde, üretim ve kar elde edersiniz.

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık