Hafıza Eğitimi

Beynimizi Nasıl Kullanıyoruz? İnsanlar,içinde bulundukları çevre koşulları ve eğitim sürecine bağlı olarak beyinlerinin sağ bölümünü veya sol bölümünü kullanarak geliştirirler. Bu arada diğer bölümü önemli ölçüde ihmal ederler. Ancak ne var ki sahip olduğumuz beyinden en yüksek verimi almada, her iki tarafın da beraber kullanılıp geliştirilmesi büyük yarar sağlayacaktır. Bunu, sadece sağ ayağını veya sadece sol ayağını kullanabilen bir futbolcu ile her iki ayağını da rahatlıkla kullanabilen bir futbolcu arasındaki farka benzetebiliriz. Örneğin, Galatasaraylı Hagi her iki ayağını da rahatlıkla kullanabildiği için her pozisyonda çok iyi vuruşlar yapabilmektedir. Bu durumu, onu takımın en verimli oyuncularından biri haline getirmektedir. Beynin sağ ve sol taraflarını sürekli olarak kullanan insanlar da her durumda daha yüksek bir performans sergileyebilmektedirler. *** İnsan beyni sahibinin ihtiyaçlarından fazla gelişmiş bir araca benzer. A.R. WALLECE*** California ...Devamını Oku »

Beynin işlediği faaliyetler beyinin Sol yarısı ve Sağ yarısı farklı faaliyetleri vardır. Beynin yarım kürelerinin farklı faaliyetleri sürdürdüğünü şu hikayeden anlayabiliriz. Bir çiftçinin tam 17 tane atı varmış. Bu atlar o yörenin en iyi ve en pahalı atları imiş. O yöredeki herkes bu atlara hayranmış. Bir gün çiftçi ölmüş. Vasiyetnamesi açılınca, çiftçi’nin atların üç oğlu arasında pay edilmesini istediği ortaya çıkmış. Vasiyetnameye göre en büyük oğul atların yarısını; ortanca oğul atların üçte birini¸ küçük oğul ise; atların dokuzda birini alacakmış. Çocuklar, atları kendi aralarında babalarının istediği gibi bölüşmek için günlerce düşünmüşler. Hesap kitap yapmışlar. Fakat bir türlü işin içinden çıkamamışlar. Günler geçmiş hatta haftalar geçmiş, bu sorunun çözümünü bulamayan oğullar arasında tartışmalar başlamış. Gerginlik artmış ve olay kavga boyutuna varmış. Bir gün yine bu üç kardeş tartışırken babalarının kırk yıllık dostu olan bilge bir ihtiyar atı ile çıkagelmiş. Selam vermiş ...Devamını Oku »

BEYNİMİZİN KAPASİTESİ Yapılan binlerce araştırmaya rağmen, beynimizin nasıl çalıştığını kimse tam olarak anlayabilmiş değil. Ama bilim adamlarının ortak kanaati, vücudumuzda olan her şeyin beyni oluşturan milyarlarca minik sinir hücresinin yani nöronun üzerinde döndüğü yönündedir. Hayatımız boyunca yaşadığımız bütün duygu, düşünce ve hareketlerimiz bir nörondan diğerine aktarılan elektriksel ve kimyasal sinyallerle ortaya çıkmaktadır. Çevrenizde gördüğünüz ve hemen her gün kullanmakta olduğunuz teknoloji ürünlerinin hepsi, insan beynindeki nöronlar arasında meydana gelen elektriksel ve kimyasal sinyallerin bir sonucudur. Bilgisayarların icat edilmesinden sesin ve görüntünün bir anda dünyanın her tarafına gönderilebilmesine, uzay yolculuklarına çıkılabilmesinden mikro alemlerde görsel gezinti yapılabilmesine kadar binlerce faaliyet beynimizde bulunan milyarlarca nöron ile yürütülmektedir. Beynimizin bilgiyi işleme kapasitesi ve hızı akıllara durgunluk verecek seviyededir. Dünyanın en h...Devamını Oku »

HAFIZA ŞAMPİYONLARI Yunan ve Roma dönemindeki yöneticiler, bu kitapta bir çoğunu bulabileceğiniz hafıza geliştirici yöntemleri kullanarak hayranlık uyandıran bir hafızaya sahip olmuşlar. Hafıza yeteneklerini halk önünde göstererek onları etkilemişler. Romalı yöneticiler binlerce maddeyi ve imparatorluk bünyesindeki çok çeşitli istatistikleri akıllarında tutarak, dönemlerinin karizmatik yöneticileri olmayı başarmışlardı. İlk dünya hafıza şampiyonu ve “1994 Yılının Beyni” unvanına sahip Dominic O’BRIEN, okuldayken zayıf hafızalı ve başarısız bir öğrenci olduğunu belirtmektedir. Ama hafızasını doğru bir şekilde eğiterek, herkesi şaşırtacak bir hafıza performansına ulaşmıştır. O’BRIEN 1994 dünya hafıza şampiyonasında iyice karıştırılmış 9,5 deste iskambil kağıdını (494 kart) sırayla ve geriye dönmeden tek bir kere bakarak hiç hatasız ez-berler. O’BRIEN, bu müthiş hafızasını önceleri hiç de doğru olmayan bir yolda kullanır. Her gece bir kumarhaneye giderek “yirmi bir” diye bilinen Black J...Devamını Oku »

HAFIZANIN İHTİŞAMI Yavuz Sultan Selim Han zamanında bir şair yeni yazdığı şiirini pek beğenmiş ve sultana okumak dilemiş. Tabii o zamanlar gerçek sanatkara çok kıymet verildiği için, kısa zamanda huzura kabul edilmiş. Selim ilan'ın yanında Hasan Can ve diğer vezirlerde varmış. Şair zat, heyecandan sesi titreyerek şiirini okumuş bitirmiş, sonra da padişaha bakmış. Yavuz Selim Han hiç tereddüt etmeden: 'Ama ben bu şiiri biliyorum.' deyince, adamcağız şaşırmış. 'Nasılolur efendim, bu şiiri ben yazdım ve ilk defa burada okuyorum.' 'İstersen bir de ben okuyayım' demiş padişah. 'Siz bilirsiniz.' Selim Han gerçekten teklemeksizin adamın az evvel okuduğu şiirin aynısını okumuş. Adam şaşkınlıklar içindeyken bu sefer Hasan Can atılmış: 'Bu şiiri ben de biliyorum sultanım,' demiş. 'Destur verirseniz ben deokuyayım’ o da okumuş. Sonra hemen yanındaki vezir ve diğerleri de sırasıyla okumuşlar.. Böylece huzurda şiiri okuyan on kişi çıkmış. Şair ne yapacağını şaşırmış. 'Nasıl oluyor anlayamıyorum ...Devamını Oku »