Fıkralar

TAS YİTMİŞ Adamın biri Gaziantep'te hamama gitmiş. Soyunup, sarınıp içeri girmiş ve yıkanmak üzere hamamın üç kurnalı bir odasına geçip kurnanın birisinin başına oturmuş. Bakmış ki su dökünmek için kurna kenarında tas yok. Diğer bir kurnada yıkanan başka bir adama; "Hemşerim, burada yıkanamıyorum, tas yok ne yapayım" deyince, adam da; "Madem ki tas yitmiş sende kurmayı başına geçir" diye cevap vermış. Not: "Tas yitmiş, kurnayı başına geçir" deyimi Gaziantep'te çok karışık, içinden çıkılamayan işler için söylenir. Fıkralar ve Hikayeler ( TAS YİTMİŞ )...Devamını Oku »

İYİLİK SEVER Boğaziçi'ndeki ya1ının kapısını çalan yaşlı adam karşısııın çıkan hizmetçiye; _ Çok susadını evladını bir bardak su verirmisin. - Isterseniz ayran getireyim. - Sağol evladını. Getirilen bir çanak ayram içti. - İsterseniz bir çanak daha vereyim... - Zahmet olacak. _ Ne zahmeti amca, içine fare düştü diye dökecektik zaten Yaşlı adam öfkeyle elindeki çanağı yere attı. Hizmetçi içeriye seslendi. _ Abla abla!... Kapıdaki adam kedinin çanağını kırdı!... Fıkralar ve Hikayeler ( İYİLİK SEVER )...Devamını Oku »

AK SAÇLAR İÇİN... Otuz yıldan beri emekli aylığı almasını sağlayacak sigortadan yoksun çalıştırılmıştı. Tazminat da ödenmeden işten atıldı. Doğru büyük patrona giderek: - Biliyorsunuz beyefendi, dedi. Otuz yıldır size hizmet ediyorum. Saçlarımı sizin yolunuzda ağarttım. - Bilirim, bilirim Ali Efendi. Hizmetini hep takdir etmişimdir. - Ettiniz ama, işime son verilirken ağarmış saçlarımın ödülü verilmedi. Büyük patron biraz düşündükten sonra kağıdı kalemi elimı alıp bir şeyler yazdı, uzattı. _ Bunu bizim öteki mağazanın deposuna götür. Bir tüp saı" boyası versinler! Fıkralar ve Hikayeler ( AK SAÇLAR İÇİN... )...Devamını Oku »

TABİAT ANA Bir arkadaşımın Sedef adasındaki yazlığına misafır olarak yemeğe gitmiştim. İskeleden evine giderken denizin kenanna büyük kaplarla içecek su, yanına ekmek v.s. konulmuştu; martılar yiyip, içiyorlardı. Arkadaşıma bunu niçin yapıyorsunuz diye sordum, anlattı: - "Bir zamanlar bu gördüğün martıların sesinden geceleri rahatsız olurduk, uyuyamazdık. Biz de martılan adadan kaçırmak için yuvalarını bozduk, ufak dinamitler patlattık ve martıları adadan kaçırdık. Martılar adadan gidince adada yılan çoğaldı. Meğer eskiden bu yılan yavnılannı martılar yermiş. Martılar olmayınca yılan yavnılarını yiyen fare çoğaldı. farelerden kurtulmak için adaya çok miktarda kedi getirdik. Ve adada hem yılan, hem fare, hem kedi oldu. Bütün bunlarla başa çıkamaz olduk. Bütün bunlardan kurtulmak İçin martılara bu gördüğün İçme suyu, ekmek v.s. ikram ederek tekrar gelmelerini sağlamaya çalışıyoruz ki, eski "on olsun diye!". Fıkralar ve Hikayeler ( TABİAT ANA ) ...Devamını Oku »

SAVCILI Gaziantep'in Savcılı köyünden göç edip şehire yerleşmiş büyük bir grup vardı. Bunlara "Savcılı" derler. Savcılının manası "münakaşacı" demektir. Bu İnsanlar ezelden beri taşımacılık yaparlar. Çok eskiden develerle, sonradan da kamyonlarla nakliyecilik yaparlardı. Zamanında savcılılardan bir grup şehrin çok zengin büyük tüccan Şeref Bey'in taşınacak malını belli bir ücrete pazarlık yapıp, taşıyıp bitirmişler. Ve 8 kişi olan grup tüccarın dükkanına paralarını almaya gelmişler. Şeref Bey bu İnsanlara anlaştıklan kirayı ödemiş. Savcılılar bu ödemeyi kabul etmeyerek biz bu parayı gümüş isteriz deyince kasasında hel' çeşit parası bulunan Şeref Bey parayı alıp hesap edere.k karşılığında gümüş vermış. Savcılılar yine itiraz etmiş biz bunu altın olarak isteriz deyince peki deyip altının değiştirmiş. Savcılılar yine itiraz etmiş bunu da kabul etmeyi? döviz isteriz demişler. Şeref Bey yine dediklerini yapmış. En sonunda Savcılılar ŞerefBey'e biz artık senin işini yapmayacağız bir daha biz...Devamını Oku »